DEMİR TÜRK

Günde beş ezan ile kıbleye döner yüzüm
Erenlerin deminde hakkı anıyor özüm
Türklüğünden utanan nesepsizedir sözüm
Peygamber övgüsüne mazhar olmuş Irk’ım ben
Çelik suyu verilmiş demir gibi Türk’üm ben

Globallik uğruna yozlaşmadan anlamam
Gizli gizli yapılan sözleşmeden anlamam
Haçlı’ya ram diyalog,uzlaşmadan anlamam
Hoşgörüyü yaşatmış fark içinde farkım ben
Çelik suyu verilmiş demir gibi Türk’üm ben

Sevdam ilahi benim,tezat nüve ekmeyin
Yolum hakikat yolu başka yöne çekmeyin
Günü kurtarmak için daldan dala sekmeyin
Gayesi tevhid olan Batı’yım ben Şark’ım ben
Çelik suyu verilmiş demir gibi Türk’üm ben

Tanrıdağ’ından geldik Hira’ya çok yakınız
Hak galip gelsin diye durmayan bir akınız
Tanımak isterseniz tarihime bakınız
Dünyaya nizam vermiş dişliyim ben çarkım ben
Çelik suyu verilmiş demir gibi Türk’üm ben

Yesevi’den feyz alıp Hacı Bektaş’ta kandım
Altaylar’dan Tuna’ya nice zafere bandım
Yunus’un ocağında Derviş olarak yandım
Sahipsizin sahibi yuvayım ben barkım ben
Çelik suyu verilmiş demir gibi Türk’üm ben

GÖZLERİNDE GÖZLERİMİ UNUTTUM

Göz vurup kalbimi deldiğin zaman
Gözlerinde gözlerimi unuttum
Aklımı başımdan aldığın zaman
Gözlerinde gözlerimi unuttum

Ne seher aydınlık ne bahar çakır
“Ne yerküre demir ne de gök bakır”
Ne yana dalsam da dünya tamtakır
Gözlerinde gözlerimi unuttum

Sensiz şafaklara bakamam ki yâr
Kara talihimi yıkamam ki yâr
İz bulup dehlizden çıkamam ki yâr
Gözlerinde gözlerimi unuttum

Soldan perişanım sağı göremem
Yazıyı göremem, dağı göremem
Yedi dem gül veren bağı göremem
Gözlerinde gözlerimi unuttum

Derviş dergâhının yıkılmaz suru
Sevda ocağının sönmeyen koru
Aynaya bakarken kendini koru
Gözlerinde gözlerimi unuttum