KENDİ İÇİMİZDE KAYBOLUYORUZ

Gönül denen kelimenin içini kim doldurur kim boşaltır erenler önce kendinize sonra çevreye bakıverin gören duyan olmuş mu hangi vakit tomurcuğa durmuştur ya da koklamadan sabah solmuştur kime köprü olmuş kimler geçmiştir geçenler kendinden öte geçmiştir bilenden duyandan Allah aşkına hayırlı haberler beklemekteyiz.
Sözü lafla süpürüyor çöpçüler kelimeler dilaltına yürürken daha dökülmeden dudağımızdan anlamı kayıyor hafızamızdan gözlerimiz başka yere bakıyor kendimizi kandırmayı denerken bedenimiz bizi ele veriyor yine de hiçbir şey olmamış gibi dövüp duruyoruz havanda suyu sonra çıkıyoruz insan içine karışarak kalabalık içine kendi içimizde kayboluyoruz.
Herkesin sırtında bir yalan dünya sanki ayakları yere basmıyor başı göğe ha değdi ha değecek gözleri bakıyor gönlü görmüyor kibirinden başka hüner bilmiyor dünyanın cazibe merkezi kendi etrafı maraba kendi efendi burnunun ucuyla selam veriyor başını kekerek selam alıyor konuşuyor ağzı hurda yığını susunca dalıyor sanal dünyaya.
Bugün varız yarın yoğuz bilen yok bahanesiz dost kapısın çalan yok yüze bakıp halimizi bilen yok hasta olsak yanımıza gelen yok kuru selam olsa dahi salan yok gam dağına çıksak bizle gelen yok aşk uğrana bir kâğıdı delen yok yoksul ile ekmeğini bölen yok gölgesinden başka yoldaş bolan yok yoklukla sınanan haldaş olan yok.
Altımızda yer kaymaya başladı üstümüzdeki gök uçtu uçacak kültürümüz bir kuşatma altında evler üst üstüne kibrit kutusu komşu komşusundan selama muhtaç besmeleyle açılmıyor sofralar babanın sözünü evlat tutmuyor çocukların hizmetçisi anneler herkes bireysel bir hayat yaşıyor teslim oluyoruz topsuz tüfeksiz devlet baba devlet baba nerdesin?