Dostlar mı eskidi biz mi eskidik herkes kendi mağrasına çekilmiş ellerinde aklı noksan telefon Bezgin Bekir gibi kösgelerekten arayana cevap vermekten aciz verse bile iş olsundan konuşur ya çektiği resmi ya üç beş sözü paylaşarak sosyal medya üstünden piyasada dolaşırlar gün boyu.
Dostlar mı eskitti kelimeleri biz mi yenisini bulamıyoruz çarşıda pazarda insan pahalı Allah’ın selamı dillerde tutsak uzaktan uzağa göz temasında bazen bir merhaba iyi günlerle gidip geliyoruz birbirimize bunun adına da muhabbet deyip kendi kendimizi kandırıyoruz.
Dostlar eski çamsa bardaklar nerde kim kimle yanıyor kim kime kanar herkes birbirinin ağzına bakar lafla şişer iner avurtlarımız kavrulur dudaklar har solumaktan bakarız ki kül kalmamış mangalda her dil sınanmamış ustura olur sonra kanatmaya başlar yarayı unuturuz muhabbetin tadını.
Dostlar siyah beyaz hatıraları sakladığı yeri aktarır durur yardımına gelmez yâri yâreni gönlünün içine dışına bakar eski defterlerin yapraklarını çevire çevire aklı dolaşır ya bir gülkurusu ya da karanfil bulabilse of çekecek derinden yüzünde tebessüm çiçek açacak farkına varacak yaşadığının.
Dostlar terk edilmiş istasyon gibi geri dönüşümü bekleyen vagon raylarda gözyaşı kurumuş mendil bir buruk tebessüm havada bir el ya da çöpe dönmüş bir gül eskizi paltosunun ceplerinde elleri dudağında gelincik bir sigara efkâr çeker duman solur durmadan.
Dostlar ki kehribar tespih gibiydi hayatı çekerken ipi eskittik havalandırmada ip birden koptu volta atanların topuklarına çakılarak elimizden dağıldı gördüğümüz düşler görünmez oldu kurduğumuz hayallerse tükendi damarlarımızda kanlar duruldu yeni bir sevdayı ateşleyecek çıngı arıyoruz küllerimizden.