NAAT
Şefaat Ya Habibullah (sav)
Biz daha doğmadan, zamanın ötesinden
Sevdası kalbimize nakış nakış işlenen sevgili
Âlemlerin yaratılış sebebi
Sen doğmadan bile ılgıt ılgıt kokun sarmış cihanı
Duydum Habib-i Neccar koltuğunda kellesi
Seni müjdeliyordu sağların ötesinden
Fazilet abidesi kimsesizler kimsesi
Hicrette mucizeydin ağların ötesinden
Güvercin sana kurban,
Örümcek sana kurban,
Yer gök sana hayran…
Hasan’ın Hüseyin’in Fatma’nın yüz akısın
Mümin olan yüreğin başındaki takısın
Miski amber serpilmiş Tuba’daki hâkîsin
Güller seyrana çıkar bağların ötesinden
Gönüllerin sevdası,
Dertlilerin devası
Şeyhisin Ebubekr’in, Ömer, Osman, Ali’nin
Pirisin yüz binlerce enbiyanın velinin
Makamında izin var İbrahim’in Halil’in
Kapına yüz süreyim dağların ötesinden
Tanrıdağı sana kurban
Hira sana hayran
Üveys olan yürekler aşkın közünde yanar
Özlem yangını sine zemzem suyunda kanar
İmanın deryasını besleyen sonsuz pınar
Gönüllere akarsın çığların ötesinden
Huzur sende
Mana sende
Aşk sende
Mazlum olan herkese “kol ile kanat gerdin”
Geçmişten geleceğe doğru yolu gösterdin
Son Veda Hutbesi’nde bir hukuk dersi verdin
Ümmetim diye diye çağların ötesinden
Ümmetin sana kurban
Ümmetin sana hayran
Âleme yağan nursun, âlemler sensiz kıraç
Şefaat kıl ya Resul yüreğim sana muhtaç
Ey gönüller tabibi, dermansız derde ilaç
Gülten’e sevgilisin yeğlerin ötesinden
Gülten ERTÜRK (Gültensultan)