This image has an empty alt attribute; its file name is kardelen107.jpg

Kardelen, “Türk birliği” konusunu ele aldığı 107. Sayısıyla karşınızda.

Üstad, “İdeolocya Örgüsü” isimli baş eserinin henüz ilk sayfalarında, eseri ve fikirleri etrafında ortaya çıkabilecek vehimleri kovmak için şu cümleye yer verir; “En ulvî tecrid ve mânâlandırmalara, çok defa en süflî teşhis ve maksatlandırmalar musallattır.” 30 yıl ve 107 sayılık külliyatımız, nereye dayandığımızı, fikrimizin kaynağını hiçbir şüpheye yer vermeyecek bedahette izah etmesine rağmen, bizi bilmeyen, tanımayanların aklına “Türk birliği” deyince gelebilecek “ırkçı, faşist” vehimlerini ortadan kaldırmak adına Veda Hutbesinden her biri kıyamete kadar hükmünü icra edecek şu hadislere yer vererek sohbete başlamayı uygun buldum;

●“Ne Arap’ın Acem’e (bütün öbür milletlere) ne de Acem’in Arap’a üstünlüğü vardır.”

●“Sizi doğru yola sürecek insan, kesik burunlu bir zenci de olsa ona itaat ediniz!”

Allah’ın, hem dünyada hem de âhirette yüzünü keremlendirdiği, nur neslinin kaynağı Hz. Ali, “İnsanın nesebinde iftihar edebileceği şeyler, toprakla sudan başka ne olabilir?” buyuruyor.

Kardelen’in, Türk birliğinden ne anladığı ve ne anlatmak istediğinin sınırları böylece çizilmiş oluyor; İslâm ne diyorsa o…

Ölçüyü koyduktan sonra tefekkürümüze devam edebiliriz. Her şeyden önce “birlik” mefhumu üzerinde düşünmeliyiz, özellikle de ipi kopan tespihin tanelerinin ortaya saçılıp dağıldığı gibi salgın hastalık sebebiyle birbirimizden koparıldığımız, ayrıldığımız şu günlerde…  Fizikî ayrılıklar, gönül yakınlığına engel değil ama gözden ırak olan gönülden de ırak oluyor maalesef. Göz göze, diz dize sohbetlerimiz azaldı, beraber bir faaliyet yapamaz hale geldik. Bırakın faaliyeti cenazelere iştirak edemiyoruz, çoğu zaman cenazeden haberimiz bile olmuyor. Dede Korkut destanlarından bugüne duamıza işlemiş “birliğimizi daim eyle” niyazının mânâsını şimdi daha iyi idrak ediyoruz. Allah, salgın hastalık musibetini bir daha ortaya çıkmamak üzere tez zamanda üzerimizden kaldırsın, duamız budur. Ve bu süreci, birilerinin planlarının tersine birliğimize, beraberliğimize vesile kılsın. Aramıza giren mesafeleri kaldırsın, okulda, camide, fabrikada, düğünde, cenazede, hayatın her alanında omuz omuza olmayı nasip etsin…

Birlik üzerine tefekkürümüzü fert ve cemiyet planında yaptık, millet hatta milletler planında sağlanacak birliğin değeri de ona göre. Asırlardır Rusya, Çin ve İran gibi devletlerin hâkimiyeti altında kalan, değişen dünya konjonktüründe en azından bir kısmı bağımsızlıklarını kazanır gibi olup bu kez kurulan yeni dünya düzeninin, kapitalizmin etkisi altına giren, tarih boyunca asıl değeri İslâm ve Türklükle irtibatı en alt seviyede kalan, bırakılan koca bir coğrafya ve nüfustan bahsediyoruz. Her yönden bereketli en eski kıta Asya’nın ortasında, bütün uzuvları hareket etmemek üzere âdeta toprağa çivilenmiş koca bir dev kurtarılmayı bekliyor. Hayalini kurduğumuz Türk birliği, bu koca devi uyandırıp sadece Doğu Türkistan’daki zulme dur diyebilse amacına ulaşmış sayılabilir. Hamd olsun ki, Karabağ’da elde edilen zafer, gerçekleşmesi mümkün olmayan bir hayal peşinde olmadığımızı gösterdi ve uzun yıllardır söylenegelen “bir millet, iki devlet” düsturu bu zafer sayesinde hayat buldu, ete kemiğe büründü. Allah, “bir millet, üç devlet, dört devlet…” diyebileceğimiz günleri de nasip etsin…

Kardelen’de uzun zamandır beri “sayı editörlüğü” kurumunu işletiyoruz. Her sayıyı ilgi alanına göre bir yazarımıza zimmetliyoruz sizin anlayacağınız. Bunun editörün yükünü fazlasıyla aldığını ve onu rahatlattığını söylemeliyim. Bu sayı, en büyük devletimiz Osmanlıya beşiklik eden Söğüt’ten Av. Mustafa Büyükgüner kardeşimin sayı editörlüğünde hazırlandı. Türk birliğinin ele alındığı bir sayıyı ancak Söğütlü bir yazara emanet edebilirdik, öyle de oldu, hamd olsun.

Bazı sayılar, biz adını koymasak da içimizden birinin özel sayısı olabiliyor. Doğu Türkistan sayımızda yazarımız, şairimiz Ahmet Değirmenci öne çıktı, inisiyatif aldı ve sayıyı şekillendirdi, karakterini sayıya yansıttı. Geçtiğimiz sayı, röportajı, yazısı, eser değerlendirmesiyle site editörümüz Yavuz’un mührünü taşıyan bir sayı oldu. Ahmet Bey, sıranın yine kendine geldiğine inanmış olmalı ki bu sayıya da el attı. Ahmet Bey, elinizdeki sayıda Büyük Birlik Partisi eski genel başkanı, geçmişte Kültür ve Turizm Bakanlığı yapan ve halen Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı vazifesini yürüten Yalçın Topçu beyefendi ile konumuzun ruhuna uygun, güzel bir röportaja imza attı. Allah, emeklerini zayi etmesin, başarılarını daim kılsın.

Yazarlarımızdan İlkay Bey, bir batında iki kitap bastırmanın sevincini yaşadı ve yaşattı. Artı Uç isimli şiir ve İç Hatlar isimli deneme yazılarının derlendiği iki kitabının yazarımıza ve edebiyat dünyamıza hayırlı olmasını diliyoruz.

Yine yazarlarımızdan Hızır İrfan Önder’in yeni şiir kitabı “Elimden Tutmuyor Hayat” basıldı. Eser, yazar ve şairimizin beşinci şiir kitabı.

Bir sonraki sohbetimizde de dergimizin sahibi Ali Erdal Hocamızın yeni eserinin basıldığı müjdesini vermeyi ümit ediyoruz.

Daha nice güzel haberler vermek duasıyla bütün okuyucularımızı selâmlıyorum.

Allah, birliğimizi daim etsin!