huh

Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temssilcisi

Şiir benim için nefes almak kadar gerekli, rüya kadar güzel, tek dizeyle bile bir anda içine çekecek kadar sihirli bir dünya… Şiir yazmak, yaşam biçimim… Sadece yazmak değil, bol bol kaliteli şiirler okumak en büyük zevkim… Bu arada gazetelerde ve dergilerde şiir köşesi hazırlamak da çok hoşuma gidiyor. İnsanlara şiiri sevdirmek, onları günün stresinden bir an bile olsa uzaklaştırmak, gönüllerinden geçirdiklerine tercüman olabilmek güzel bir duygu…

Özellikle genç yeteneklere el uzatmak; onların şiirlerini ilk kez gazetelerde, dergilerde gördüklerindeki sevinçlerini gözlemlemek bana keyif verir. Aklı başında üniversite öğrencileri son derece saygılı yaklaşırlar. Eleştiriye açıktırlar. Önerilerimi dinlerler. Şiire emek verirler. Atalarımız: “Bin bilirsen, bir bilene danış.” demişler. “Danışan dağ aşmış, danışmayan düz yolda şaşmış.” atasözü de yabana atılmamalıdır. Fikir alışverişi bana göre her zaman faydalıdır. Bu yöntemle pek çok genç şair adayını şiire kazandırabilmek mümkündür.

Bazı şiir heveslileri de bütün yarışmaları takip ederler, seçim yapmadan hepsine katılırlar. Katıldıkları yüz yarışmadan birinden mansiyon aldıklarında kendilerini ulu şair olarak ilan ederler. Beş-on kişinin katıldığı yarışmada mansiyon almak bence büyük bir başarı değildir. Sadece kötünün iyisidir. Öğretmen okulundaki meslek dersleri öğretmenimiz Yusuf Şahiner Bey’in dediği gibi ehven-i şer…

Bir de şiir yazdığını zannederek kendilerini en büyük ustalarla eşit hatta onlardan dahi üstün görenler vardır. Bunlar iflah olmaz kişilerdir. Her yazdıklarına sadece kendileri hayran olurlar. Hatta büyük ustalara dil uzatmaktan çekinmezler. En büyük hatalardan biri de haddini bilmemektir. Yıllar önce bir şair bana “Karacaoğlan da kimmiş, ben ondan çok daha iyi yazıyorum.” dediğinde gözlerim yuvalarından fırlamış, nutkum tutulmuştu. Ne desem boştu, şaşkınlık içinde oradan uzaklaşmıştım. Konuşsaydım çok kırıcı olabilirdim. Her şeyi bilmeleri gerekmiyor, hadlerini bilseler yeter.

Gazetelerde, dergilerde şiir köşesi hazırladığım için şiire heves edenler sosyal paylaşım sitesinde devamlı olarak bana arkadaşlık teklifi gönderirler. Şiirlerini eleştirmemi, uygun bulursam yayınlamamı rica ederler. Ben de elimden geldiğince yol göstermeye, yardımcı olmaya çalışırım. “Kimse kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir bilmelisin. Küçümsediğin her şey için gün gelir, önemsediğin bir bedel ödersin.” diyor Tolstoy… Herkes kendine göre bir değerdir. Birbirleriyle kıyaslamak da hata olur. Bana düşen yol göstermek ve elimden geldiğince onlara destek sağlamaktır. Yayınlayacağım şiirin başyapıt olması da gerekmez. Bilirim ki şair adaylarının ürünleri yayınlandığında mutlu olacaklardır ve daha güzel eserler vermek için kendilerinde güç bulacaklardır.

Geçenlerde bir sosyal paylaşım sitesinden bana arkadaşlık yollayan kişinin şiire hevesli olduğunu sanarak arkadaşlık teklifini kabul etmek hatasında bulundum. Yirmi ortak arkadaşımız vardı ve yirmisi de şairdi. Demek ki gazetedeki köşeme ulaşmak istiyor bu kişi dedim kendi kendime… Belki de şiirlerini göstermek, fikrimi almak için arkadaşlık yolluyor diye düşündüm. Baktım her etkinlik fotoğrafımın altında bu zatın “Ne olacak bu şairlerin hali? Şairlere hiç değer verilmiyor.” yorumlarını okudukça meraklandım. Sayfasına gittim. Şiir sandığı bir karalamayla karşılaştım. Olabilir, herkesin ilk yazdığı şiir başyapıt değildi elbette… Baktım bana özelden mesaj yazıyor:

– Ne olacak biz şairlerin hali?
– Kardeş sen şair misin?
– Evet, şairim.
– Senin kitabın var mı?
– Yok.
– Kardeşim, şiirin bir edebiyat dergisinde çıktı mı?
– Yok.
– Peki, kardeş sen gazete, dergi, kitap okuyor musun?
– Yok, okumuyorum. Gazeteler, dergiler beni okusun.
– Şairlerden kimi tanıyorsun?
– (Yerel şairlerden bir isim veriyor.) Ondan başka şair tanımam.
– Kardeş, o zaman şairlerin hali ne olacaksa ona sor.
– Sen şair değilsin o zaman!
– Değilim kardeş. Ben şair değilim, yazar değilim, edebiyat öğretmeni değilim. Sadece insanım. Kamil insan olma çabasındayım.
– Şair de insandır ama…
– Kardeş sana iyi günler. Bu sorunun muhatabı ben değilim. Sorunu tanıdığın o tek şaire sor lütfen! Hoşça kal, yolun açık olsun!

Bu işe emek verenler, saçlarını değirmende ağartmıyorlar. Bilene saygı göstermek gerekir. Bilmediğini kabul etmek de erdemdir. “Ben oldum.” diyen kişi yanılmıştır. Hele şiir çok emek ister. Yirmi bir kitap çalışmam, altı basılı kitabım, yurt içinden ve yurt dışından kazandığım sayısız ödülüm var. Buna rağmen o kadar büyük ustalar var ki onların yanında “Şairim.” demeye cesaret edemiyorum. Onlar bana şiirlerimi öven güzel sözler söyleyince mutlu oluyorum. Allah’ım, sana yalvarıyorum; rahmetli annemin tabiriyle tavuk olmadan takaya çıkanlardan beni uzak et. Gerçek şairlere ve şiir severlere saygılarımı yolluyorum. Bana emek eden hocalarımın ellerinden öpüyorum, ölenleri de rahmetle anıyorum.

HARİKA UFUK
ADANA