pd

AĞLA PLEVNE AĞLA TUNA NEHRİNCE

Hasan AKAR

“Ağla Plevne ağla Tuna Nehrince,
Türk’e bu ayrılığın başı nerede?
Gönlüm almıyor, gözüm gülmüyor artık,
Sana döktüğüm hasretin yaşı nerede?”

Plevne, Tuna Nehri, Gazi Osman Paşa ve 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşında gösterilen kahramanlıklar ve sonrasında yaşanan Balkan faciası, göçler Türk tarihinin ve her Türk gencinin hafızalarından kolay kolay silinmeyecek İnşallah.

Hepimizin bildiği Tuna Marşı’nda “Neden Tuna Nehri akmadı, Gazi Osman Paşa neden Plevne’den çıkmam dedi? Tarihçilerin yazdığı, anlattığı kadar sorunun cevabını daha kolay bulabilmeniz için diyebilirim ki o toprakları ve bugünkü durumunu görmek gerek.

Arşivime baktığımda kalemimin gücü oranında bu konu ile ilgili olarak, 06.09 1998 tarihinde Tokat Gazetesinde “Aşınmayan Bir Destan Plevne”, 22.07.1998’de “Bayraksız Doğup Bayrak Altında Ölmek” adıyla Yeşil Niksar Gazetesinde iki yazı yazmışım.

24 Şubat 2012 tarihinde de Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nde fahri doktora unvanı için şehrimize davet edilen “Çanakkale Mahşeri” eserinin yazarı Araştırmacı-Yazar Mehmet Niyazi Bey ile Tokat Güneş TV’de Tarihçi Hüseyin Sipahi kardeşimle ertesi gün dönemin valisi Şerif YILMAZ Bey’in talimatları doğrultusunda program yapmışız.

Benim için çok değer taşıyan diğer güzellikler de her zaman gurur duyduğum O’nun adını taşıyan okulun öğrencisi olmak, Tokat’ta Gazi Osman Paşa Anıtını yapan Yard. Doç. Dr. Necati KIVRAK hocamızdan resim dersleri almak, Ocak 2010’da Fransa’da yaşayan Gazi Osman Paşa’nın ve Sultan 2.Abdülhamit’in torunu Bülent Osman’la şehrimizi ziyaretinde tanışma ve görüşme imkânı bulabilmek, Tokat Kent Konseyi Eğitim, Kültür ve Sanat Çalışma Grubu Başkanı olduğum dönemde Gazi Osman Paşa ile ilgili şiir, kompozisyon ve resim yarışması açarak dereceye girenleri ilk defa İstanbul’a götürüp Gazi Osman Paşa Kaymakamlığı’nın düzenlediği Anma Programına katılabilmemiz, ülkemizin ve şehrimizin yüz akı olan KÜMBET kültür ve sanat dergisinin bir sayısını Gazi Osman Paşa Özel Sayısı olarak çıkarabilmemizdir.

Eğitim yuvaları olan okullar öğretimlerinin yanı sıra öğrencilere eğitim de verirler. Şehirlerin kültür ve sanatlarında okulların önemini burada tartışmanın bir anlamı yok.1936 yılında öğretime açılan Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi işte bunun en güzel örneğidir. Bu şehirde üniversite kuruluncaya kadar adeta bu görevi her alanda başarıyla üstlenerek ülkemize çok sayıda değeri kazandırmıştır. İstanbul’daki Kabataş Lisesi, Galatasaray Lisesi ne ise Tokat için de bu lise o denli kaliteli bir eğitim vermiştir. Dün olduğu gibi gelenekselleşen bu başarı daha da artarak devam etmektedir. Dünün ve bugünün emek sahibi yöneticilerini, öğretmenlerini ve diğer çalışanlarını kutlamak gerek.

Tokat’ın tarihi bu okulundan mezun olanlar da vefalı bir hareketle 2004 yılında Dr. Bilal Durmaz başkanlığında Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi Mezunları Derneği’ni kurmuşlar. Bayrağı daha sonra dokuz yıl süreyle sınıf arkadaşım Necmi Melek taşıdı. 2015 yılından beri de şehrimizin sevilen simalarından Av. Melih Yardımcı Bey işin başında. Dernek öğrencilere imkânları ölçüsünde sosyal yardımların yanı sıra her yıl Haziran ayının ilk haftasında mezunlar günü tertip ediyor ve beş yıldır da ALMANAK adıyla okulu tanıtan, eğitimcilerin ve mezunların hayat ve hatıralarını yansıtan kaliteli bir dergiye imza atıyor.

Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi Mezunlar Derneği bu yıl farklı bir etkinliğe daha imza atmayı başardı. Büyük kahramanın aramızdan ayrılışının 116. yılında Plevne’ye ve İstanbul’a bir kültür-vefa gezisi düzenledi. Dernek Başkanı Av. Melih YARDIMCI ve yönetim kurulunun koordinesindeki etkinliğe Okul Müdürü Mehmet Yorulmaz, Md. Baş Yardımcısı Salih Bilgilioğlu, Dernek Eski Başkanı Necmi Melek, Yönetim Kurulu üyelerinden Dr. Mete Bayburtlu, Ömer Sağol, Ferdi Şentarlı, Ramazan Çakmak, Hasan Akar, Mahmut Hasgül, Tokat Şairler ve Yazarlar Derneğinden Remzi Zengin, Burhan Kurddan, Dr. Alper Akın katıldılar.

1 Nisan 2016 gecesi beş asır hâkimiyetimizde kalan, at koşturduğumuz, kültür ve sanatımızı taşıdığımız ecdat yadigârı Bulgaristan topraklarındayız. Konaklama merkezimiz başkent Sofya. Ertesi gün şehirde Bulgarların zulmüne dayanabilmiş, bazıları başka yapılara dönüştürülmüş ama hâlâ ben Türk’üm diyen birkaç tarihi eseri gezebiliyoruz. Bunlardan biri de halkın Banya Başı dediği 1567 yapım tarihini taşıyan, restore halindeki Kadı Seyfullah Efendi Camii. Caminin hemen yanındaki ek bir bölümde öğle namazını az sayıda bir cemaatle eda ediyoruz. Burada Sofya Büyük Elçiliği Sosyal Hizmetler Müşaviri Ulvi Ata, Eğitim Müşaviri Şenol Genç ve Camii İmam Hatibi Ersin Demirel’le tanışıp uzun bir süre sohbet ediyoruz. Sonrasında davet üzerine Din Hizmetleri Müşavirliği’ni ziyaret ederek Bulgaristan’da yaşayan soydaşlarımız hakkında genel bilgi alıyoruz.

Biz Sofya’da iken Bulgaristan Hak ve Özgürlükler Partisi’nin Plevne Milletvekili Mithat Metin’le şehir dışında olduğu için ancak telefonda görüşebiliyoruz.

3 Nisan 2016 Pazar günü atalarımızın izlerini bulabiliriz heyecanıyla gittiğimiz çevresiyle birlikte 300.000 nüfuslu Plevne’deyiz.

Bu şehre giderken aracımızda gençlik yıllarımıza milli, tarihi şuur bakımından bizlere yön veren Osman Yüksel Serdengeçti’nin “İmparatorluğa Mersiye” şiirini okuyoruz:

“Kosovalar, Plevneler bizsizdir,
Yosun tutmuş camilerin ıssızdır.
Boynu bükük minareler öksüzdür.

Açmaz olmuş Kız anlık’ın gülleri
Biz neyledik o koskoca elleri”

İlk ziyaret projesi Rus Ressam Nikolay Oveçkin’e ait Plevne Savaşlarını anlatan Plevne Panorama Müzesi’ne oluyor. Halktan toplanan bağışlarla 1977 yılında açılan müzenin oldukça fazla ziyaretçisi var. Biz gittiğimizde de bazı okul yöneticileri öğrencilerini buraya getirmişlerdi. Derin bir hüzünle karışık milli duygular içinde panoramayı seyrediyoruz. Tabii müzede bizi üzen sahne ve tablolar bir hayli fazla. Bu tablolar ikisi Plevneli, sekizi Rus toplam on ressam tarafından çizilmiş. Hatta Sofya’daki bazı yetkililerle yaptığımız görüşmelerimizde Türk askerini bir hayli aşağılayan bir tablonun yapılan görüşmeler neticesi müzeden yeni kaldırıldığını söylemişlerdi. Ayrıca müzenin diğer bölümlerinde ve girişinde o günlerden kalan toplar ve askerlerin giydikleri elbise, üniforma ve kullandıkları silahlar büyük bir özenle sergileniyor.

Burada Müşavirimiz Ulvi Ata’nın orada yaşayan bir kanaat önderi İsmail Cambazoğlu’ndan bir Bulgar tarihçinin yayınladığı ancak devletin, Türklerin lehine bir yayın gerekçesiyle süratle topladığı bir eserden okuyup aktardığı bilgileri bir kez daha değerlendirmemizin gerekliliğini düşünüyoruz. Esere göre:

“Gazi Osman Paşa, huruç harekâtı yapmadan bir gece önce yaverleri vasıtasıyla Plevne şehrinin ileri gelen eşrafını kaleye davet ediyor. Diyor ki: Biz sizlerden topladığımız vergilerle elimizden geldiği kadar sizleri korumaya çalıştık. Ancak yarın buradan ayrılacağız. İşte bu toplanan gelirlerden kalanlar ve gerekli belgeler burada. Onları adaletli bir şekilde dağıtınız diyor. Eşraf bu durum karşısında bir hayli üzülüyor: “Paşam hayır, biz de sizinle bu harekâta katılacağız.” diyorlar.” (Huruç harekâtındaki bazı kayıpların sivil halkında katılımından meydana gelen düzensizlikten kaynaklandığını da aynı tarihçi ileri sürmektedir.)

Maalesef müzedeki yetkililer Türk olduğumuzu öğrenince sanırım pek de memnun olmamışlardır. Tabiî ki öğrencilerin müzeyi gezişi sırasında düşünmemiz gereken bir husus hemen akla geliyor. Japonya’daki Amerikalılar tarafından atom bombası atılarak milyonların katliamını yaşayan Hiroşima ve Nagazaki şehirlerinin daha ilkokulda öğrencilere gezdirilip mesaj verilmesi gibi Bulgarları da aynı politikanın içerisinde gördük.

Oysa biz halkın büyük desteğiyle vücut bulan Panorama Müzesi’nin yanında Tokat’ta Gazi Osman Paşa’nın anıtını yaptırmak için ne kadar mücadele verildiğini o döneme ait belge ve bilgilerin yanı sıra Heykeltıraş Necati Kıvrak Hocamdan dolayı çok iyi biliyoruz. Şu anda da anıtın sanki stadyumun bir kenarına seyyar satıcıların ve bir iş yerinin arkasına saklanmış hali hoş da değil, Plevne kahramanımıza yakışmıyor doğrusu. Bunu belirtmekte yarar görerek ilgililerin dikkatini bir kez daha çekmek istiyoruz.

Panorama müzesinden sonra Yahya Kemal’in:

“Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik,
O gün bin atlı dev gibi bir orduyu yendik”
mısralarıyla sanki kanatlanarak Gazi Osman Paşa’nın atının vurularak yaralandığı topraklara ulaşıyoruz. Türk Bayrağımızı, pankartımızı ve okul flamasını açarak önce o topraklar için canlarını veren şehitlerimize dua ediyor sonrasında bir koro halinde Tuna Marşını seslendiriyoruz. Yoldan gelip geçen bazı araçlar bize korna çalarak selamlama inceliği gösteriyorlar.

4 Nisan Pazartesi günü öğle vakti atalarımızın ruhunun ve eserlerinin daha fazla yaşayabildiği Filibe’ şehrindeyiz. Filibe Başmüftülüğü ilk uğradığız makamlardan biri oluyor. Müftü Tamer Ahmet Veli henüz o gün göreve başlamış. Ekibimizle birlikte çay ve sohbetle ezan vaktine kadar bir saate yakın adeta kutlama yapıyoruz. Bu arada ziyaretini düşündüğümüz Filibe Konsolosluğuna tedviren atanan Onur Ekrem’in yerinde olmadığı bilgisine ulaşıyoruz.

Belki de bizi bu gezi sırasında en çok mutlu eden şehirlerden biri Filibe oldu. Kale ve civarındaki neredeyse bizim Safranbolu evlerini yansıtan bir mahallede gezmekten büyük haz duyuyoruz. Türkçe konuşan insanlara rast gelip sohbet ediyoruz. Öğle yemeğini bir Türk lokantasında yiyoruz. Program gereği artık dönüş başlıyor.

Ve aynı günün akşamı İstanbul’dayız. 5 Nisan Salı günü Fatih Cami avlusunda türbesi bulunan Gazi Osman Paşa’yı 116.Vefat yılında anmak için sabah 9.00 sularında ekibimizle oradayız. Daha önce Gazi Osman Paşa Belediyesi ile görüşüldüğü için davetin içindeyiz. Tokat’tan Valimiz Sayın Cevdet CAN, Belediye Başkanımız Av. Eyüp EROĞLU ve GOP Üniversitesi Rektörü Mustafa ŞAHİN Bey de oradalar.

Ayrıca İstanbul’da bulunan Tokat’a dair federasyon ve dernek yöneticileri de ekip halinde etkinliklerdeler. GOP Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Açıkel ve öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Necati Çavdar hocamız da GOP Belediyesi’nin düzenlediği panel için davet edilmişler, katılma imkânı bulamazsak da Tokat adına seviniyoruz. Görebilip konuştuğum şahsiyetler arasında İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut AK Hocam, Fatih Tapu ve Kadastro Müdürü Salim Şahin, TRT İstanbul Radyosu program Yapımcısı Dursun Taşdelen, Tiyatro Sanatçısı Ahmet Yenilmez ve Niksar’dan bazı öğrencilerimi görmek beni mutlu bir hayli mutlu ediyor.

Protokol konuşmaları öncesinde Tokat Gazi Osman Paşa Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı A.Melih Yardımcı Tek Rumeli TV’ye Plevne Ziyareti ile ilgili mülakat verdi. Konuşmalardan sonra ata yadigârı şehrimiz Plevne’den getirdiğimiz toprak dualarla türbenin bahçesine konuldu.

Protokol konuşmalarında sırayla Fatih Kaymakamı Ahmet ÜMİT, Fatih Belediye Başkanı Mustafa DEMİR, Gazi Osman Paşa Kaymakamı Yaşar KARADENİZ, Gazi Osman Paşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin USTA Tokat Belediye Başkanı Av. Eyüp EROĞLU ve Tokat Valisi Cevdet CAN var. Valimizin ve Belediye Başkanımızın konuşmaları oldukça dikkat çekti. Özellikle Belediye Başkanımız Av. Eyüp EROĞLU’nun bütün içtenliğiyle önümüzdeki yıl yapılacak anmalar için hazirunu Tokat’a davet etmesi bizce büyük takdir topladı.

Dileriz bu davet gerçekleşir ve halkımızın pek çoğunun bihaber olduğu Tokat’ta açılan Plevne Müzesi de bu etkinlik sayesinde daha anlamlı bir vefaya vesile olur.

Tokat’ta yapılan etkinlikleri de İstanbul’dan takip ediyoruz. Plevne Müzesinde yapılan törenin yanı sıra Tokat Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünce Ali Paşa Caminde ikindi namazı öncesi organize edilen mevlidi-i şerif halkımızı mutlaka mutlu ediyor.

Yazımızı Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün Sofya’da 1913-1915 yılları arasında Ataşemiliter iken Türk gençlerine yaptığı bir konuşma ve Gazi Osman Paşa’nın sülalesinden Şair Şerare Kıvrak Hanımefendinin bir şiiriyle tamamlayalım.

Gençlerden biri Mustafa Kemal’e soruyor:

-Siz Türk tarihinde kendinize bir rehber seçtiniz mi? Cevaben:

“Ben kendime Gazi Osman Paşa’yı rehber olarak seçtim. Ömrüm boyunca onun yolunu takip edeceğim. Türk Milleti Plevne’de yeniden kendini bulmuştur. Millet yolundaki mücadelemizde daima sembolümüz Plevne’de doğan milli ruh olacaktır. Felaket günlerinde Plevne harbini ve Osman Paşa’yı düşüneceğim. Sizin de kahramanlık sembolünüz Gazi Osman Paşa olsun” demiştir.

“Tuna Nehri, Plevne dillerde türkü
Yıldıramaz hiçbir şey korkusuz asil Türk’ü
Osman Paşa, çok yaşa, unutulmazsın bil ki
Dostluk, kardeşlik, barış içimizdeki ülkü”

Ve teşekkürler Tokat’ı, Plevne’ye ilk kez taşıma vefasını, cesaretini göstererek bu çok değerli onuru bizlere yaşatan Tokat Gaziosmanpaşa Lisesi Mezunlar Derneği Başkanı AV. Melih Yardımcı Bey ve yönetim kurulu üyeleri.

Teşekkürler başarılı çalışmalarını bu alanda da sürdüren okul yöneticileri, öğretmenleri, çalışanları ve bu değerli kurumun öğrencileri.

Bu necip millet için büyük kahramanlıklar gösteren Gazi Osman Paşa’yı vefatının 116.yılında saygıyla anıyor, ruhu şâd olsun diyorum.