ee

Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Irak temsilcisi

İltimas İsmayılı Facebook sayfesinde tesadüfen tanıştım bir öğretmen ve şaiire olarak, şiirlerini okudukça meraklandım ve fazla takıpçısı oldum. Diye bilirim bütün yaydığı şiirlerini okuyup gözden gönülden geçirdim, çünkü şiirleri dikkatımı çekti. Nedeni ise bu hanımın şiirleri güzel ve mükkemel, öğüt ve felsefe dolu, insanın hayatında başından geçtiklerini bir çok türlü konularda bir öğretmen diye dersler ve öğütler vermektedir. Öyleyse ilk önce bakalım :
İltimas İsmayılı kimdir ?
İltimas Hanımı yakından tanımak için onun hayat hikayesini kısaca anlatmak istiyorum :
– Azerbaycan – Nexçıvan’da 13 Mayıs 1963 tarihinde gözlerini dünyaya açtı.
– Şerur rayon İbadulla kend mektebinde okudu
– Nexçıvan Dövlet Üniversitesinde Azerbaycan Dil ve Edebiyatı okudu ( 1 Eylül 1980 – 21 Temmuz 1984 ).
– Baki Şehrinde – Nizami Rayonunda – K – Eyyübov 12 sayılı Okulunda Azerbaycan Dil ve Edebiyat Çğretmenidir.
– Nürettin İsmayıl ile evli ve üç kız çocukları vardır ( Günay, Günel ve Tahire ), heppsi Üniversite bitirmişlerdir.
– Bakü’d yaşıyor memleketi Nexçıvandır.
– Sevdiği Sözler ise : Büyük Turana Doğru.
İltimas Hanımın dikkatça şiirlerine bir göz atarsak özelliklede bir araştırmacı olarak görürüz ki böyle şiirler ve etkili konular yazan şair gerçekten bir yazar ve şair sayılmaktadır, çünkü şair koşulları hepsi onda bulunmaktadır ve içinden çoşan her konuyu okuyucuya çok açık, net ve derin hisslerle anlatmaktadır. Şair olmak her kese nasip olmaz, İltimas Hanıma bu Allah’ın vergisi olarak nasip olmuştur ne mutlu onave geleçektede onun hayat ve meslek yönünde bol şanslar dilerim. Genelde şiirlerinde tüm hayat felsefesi, anlam bütünlüğü, güzel diziler ve misralar birbirini tamamlayıp konularından hiç çıkmadan olayları mükkemelce anlatıyor, bunlar yanında da mısralar arasında müzik bütünlüğü vardır. Gerçekçi bir şaire, hayat ve yaşam konularını ustaca işlemiştir( Vatan, Bayrak, Sevgi, Vefa, Dost, Mühabbet, Yar, Ayrılık ve hasret ) konular şiirlerinde hep dikkat çekmektedir, diye bilirim bir çok konuları gerçek hayattan almış hisslerini kaleme alıp beyaz sayfaları karaltmıştır, kimi bir ders olarak hayat okulundan örnek vermiştir ve güzel, faydalı konularda seçmiştir okuyuculara. Kimide milli duygularını vatanını ne kadar sevdiğini yansıtmıştır, hepsinden de önemli Turan sevdalısıdır, işte bizi bu ortak neden daha ciddi dost etmiştir. Örnek olarak bir şiirini aşağıya alıyoruz :
Yaralı Yurdum Qarabağ…

Qarabağ qoxusu gəldi burnuma
Daşlıdır yolları keçə bilmirəm
Yayda buz kəsilən çaylar qoynuna
Dalıb bircə ovuc içə bilmirəm.

Qədimdir Şuşanın qala divarı
Keçəməzdi ondan xain süvari
Hər dağı, dərəni, bütün çivarı
Xəyalımla gəzib uça bilmirəm .

Şəhıdlər yurdudur Xocalı kəndi
Övladları öldü kəsildi bəndi
Düşmənın başında çatlasın fəndi
Baş alıb qəmimdən qaça bilmirəm.

Laçın, Kəlbəcərin uca dağına
Obalı yaylaqlı dastan çağına
Süsənli sünbüllü çiçək bağına
Umidləri əkdim biçə bilmirəm.

Ağdam Fizulinin tərifi yoxdur
Zəngəzur elinin dərdləri çoxdur
Qubadlı, Zəngilan bağrımda oxdur
Dərdimi kimsəyə aça bilmirəm.

Cəbrayıl, Xocavənd xalqı hardadır
Ağdərə, Xankəndi başı dardadır
Yaralı ürəyim burda zordadır
Deyim hansı dərdi seçə bilmirəm.

Yukarıda yazılan şire iyice bir göz atarsak, görürüz ki ne kadar şaire yurdunun dört bir yanının hasretlerini çekmektedir, aziz vatanından kopulan namertçe üzerine el koyan yad ellerine nefret ederek yurdunun yaralı parçalarını özleyip hasretinde olduğunu ve özgür olmaların bir gün önce görmesine hasretle yaşıyor.
İltimas Hanımın şiirlerini okuyucu dikkatla okursa içince hissler uyanır vatana bağlanır esir kalan rayonları her zaman düşünüp unutmayacaktır, ve gençlerimizi mücadeleye çağırıp ana vatanlarını unutmamak için şiirle hitap etmektedir.
İltimaz Müalimin şiirleri çok güzel ve etkili olduğuna insan onların okunmasından ayrılmak istemez işte bende bir okuyucu olarak bu şiiri okudukça bir çok eski anılarımı ve gençliğimi hatırlıyarak nasıl ki gizli mücadele dönemlerimizi sürdürmüştük zalim Saddam Rejiminin yaman adamlarından gizli işlerimizi yapıyorduk, o günlere dönderiyordu beni.
İnsan oğlu Hayatında ve sevdiği insandan azap ve elem görerse hayata küsüp kötümser olarak bakmalıdır işte İltimas hanımda bir onlardan dert ve işkence içinde yaşadığını ne güzelce anlatıyor ( Kim Demiş ) :

Kim demiş ki her gecenin bir sabahı var,
Bir çoğuna hiç bir zaman gneş doğmadı.
Şiirler şarkılar yaktı kalbi etti har,
Cihan içre rüsva oldu, dendi boğmadı.

Bakınız şiir hakında yazdığı ne güzel bir şiir yazmıştır, şiiri can, hayat ve yaşam saymaktadır. Şiir insana tesellidir şiir insana hayat bağışlar ( İltimas Hanıma göre şiir yürek esir eden, gönül kızdıran, israrla kendini yazdırıp, aşktır sevenler onu salamaz, insanı sevindirip gahta üzütür, sıhırlı nağmedir, sevenleri ağladıp ya da güldürür ve Destandır şiir ) son olara şiirsiz insan yaşamadığını çok ustaca anlatmaktadır :

Yazdırır şiir…
Yüreği sözlerle esir ediyor Şairin gönlünü kızdırır şiir Kalemi tuttudup tesir ediyor Israrla kendini yazdırır şiir.
Sevdadır silahı kimse yenemez Arifler şansını asla denemez Sırtına binenler artık inemez Aşkı yüreklere sızdırır şiir.
Kelam çeşmesinden tek tek süzülür Beyaz kağıtlara resmi çizilir Okuyan sevinir, bazen üzülür Gönülde mezarlar kazdırır şiir.
Sihirli nağmedir gönülden akar Hedefi bulunca derinden yakar Seveni ağlatıp kenardan bakar Lal olan dilleri çözdürür şiir.
Mecnuna hanedir Hicaz çölünde Leyla’ya namedir, mecaz dilinde Görünmez Huma dır muciz halinde Hayal dünyasında gezdirir şiir.
Diğer yandan bakarsak bir başka şiirine İltimas Hanım ( Dedim Dayan Gönül… ) şirinde çok açıkça aşkı öyle mükaddes bildiğine sevgili ne kadar zalımca devranmışsa da ama o gönlü yumşak ve sevgi dolu olarak her zülme dayanarak kendi gönlüne sitemler yağdırıyor, örneğin : Demedim sevme, demedim aşk zordur, demedim uyanık ol, demedim yürekten inanıp delice sevme. İltimas İsmayılı şirinin son mısralarında gelecek kuşaklarımıza aşk destanlarının adlarını bildiriyor, bu destanları ( Aslı Kerem, Şirin Ferhat, Tahir Zühre, Leyla Mecnun ve Yusuf Peygambere aşık olan Züleyha Destanları )’nı meraklatıp okumalarını teşvik ediyor, çünkü o Destanlarda hakkıkı aşk doğru sevda yolları varmiş :
Söz dinlemedin bak olanlar oldu Anladın mı gönül sevda ne imiş? Gül gibi sarardın al rengin soldu Anladın mı gönül sevda ne imiş?
Dedim gitme dayan uyma güzele Yemyeşil yapraktın döndün gazele Viran olmuş kalbin sanmam düzele Anladın mı gönül sevda ne imiş?
Leylayı örnek al başına gelen Humarı hatırla aşkıyla ölen Aslı Kerem ile yapmadı şölen Anladın mı gönül sevda ne imiş?
Ferhat Şirin için dağları deldi Züleyha Yusuf’la imana geldi Zöhre de Tahir’in aklını çeldi Anladın mı gönül sevda ne imiş?
Aşkın şarabını içip vuruldun Sanki saat gibi aşka kuruldun Izıdırap çekince hemen yoruldun Anladın mı gönül sevda ne imiş?
Zülfünün kokusu derde devadır İçime çektiğim nefes havadır En güzel sevgiler sana revadır Anladın mı gönül sevda ne imiş?
Aşıklık gerçektir yalanı olmaz Hayaller yolcudur kalbinde kalmaz İçi boş sözleri aklımız almaz Anladın mı gönül sevda ne imiş?
İltimas Hanımın şiirleri petekten çıkan bal gibi ne kadar okuyup doymaz olur sevgi yürekliler, bakınız işte ( Seni Unutmam ) şiirinde umudu bitmez ve sevgisi ölmez birisi gibi sevdiğini beklemekte, aşka vefa, sevgiye düşkün, sevgilini unutmamak dilinden hiç düşmiyor ve geri dönmeyi imkansız olduğuna reğmen umut kesmiyor hep beklemektedir sevgilini :
Geri gelmen belki imkansız ama,
Her zaman anarım seni unutmam.
Bindiğin o gemi dönmezsiz ama,
Rüzgara dönerim seni unutmam.
Bir daha dönersek Vatan sevgisine İltimas hanım asla ve asla yurdunun bir karış toprağını hiç unutmayıp özelliklede Vatan bayrağını her zaman ala tutmuştur işte ( Şuşa zirvesinde dalğanacaktır bu Bayrak ) şiirinde ne güzel ve mükkemel bir vatan sever kadın olduğunu vurguluyor :
En güzel renkleri alıp koynuna,
Samada yücelir güzel Bayrağım,
Her bir çalarında tarih yaşayır,
Göglerden bac alır güzel Bayrağım.
( Suç Yoktu Bende ) şirine gelirsek ne güzel vefadarlı birisi olduğunu açıkça göstermektedir, sevgiye sadık kalmasını, pervane olup aşk ışığında yandığını, ağlayıp hayat mücadelesinde hiç gülmediğini, sevgilisinin yakılıp kül olmasına bile kendinde suç olmadığını ve karşı tarafın yanlışlıkları oluğunu gösterip çok güzelce ve ustaca yüreğinin tatlı, ahengli ve ateşli sözleri ile yansıtmaktadır :
Dağıttım aklımı yollara vardım
Vefanı görmedim gamınla yardım
Hayalini alıp sıkıca sardım
Hapise tıkılsan suç yoktur bende.

Aşkı vüslat nedir ah bilemedim
Pervanetek yandım aff dilemedim
Ağladım ömrümce hiç gülemedim
Ateşte yakılsan suç yoktur bende.
( Gelmez Sevgilim ) şirine hızlı bir göz atarsak, açık ve güzelce vefasını, hasretini ve elemini ustaca şiirin mısralarında ifade etmektedir. Bunun yanında da vefasız dünya çilesini çekerken ve yarı vefasız olup onu bırakırken halede sevgi ile yolunu beklemektedir, buda sadece bir gerçeği ifade etmektedir oda şarire İltimas Hanım hayat boyunca sevgisine sadık kalıp ve gördüğü mutlu, sevinci ve elemleri unutmayıp anılarını her zaman yaşamaktadır ve gözleri hep yollarda bir gün sevgi kaynağı geri dönüp umuduyla yaşamaktadır :
Giderken aklımı aldı götürdü,
Yellere kaptırıp çölde yitirdi,
Beni bu ayrılık yedi, bitirdi,
Beklerim yolunu gelmez sevdiğim.

Rüzgarlar saçımı yoldu, kopardı,
Vefasız yarime name apardı,
Bu yazık divane ona tapardı,
Beklerim yolunu gelmez sevdiğim.

İltimas yıllarca çeker yorulmaz,
Aşığa neden ya diye sorulmaz,
Sevdaya tutulan derde darılmaz,
Beklerim yolunu gelmez sevdiğim.
İltimas Hanım hece şiirlerinde başarlı olduğu gibi serbest şiirlerinde de çok becerli ve başarlı olmuştur, her iki tarızda yazdığı şiirlerde yetenegini profısonal olarak usta olduğunu pek açık becermiştir, serbest şiirlerinde anlam bütünlüğü ve müzik semfonısı tam görülmektedir. Gerçekten normal hayatta öğretmen olarak edebiyat yolunda da becerli bir öğretmen olduğunu yazdığı şiirleri ile ispat etmiştir ( Öksüz Sevda ) şiirini örnek alacağız :

Eğer mutlu olacaksan
Bırakalım sevgimizi…
Öksüz kalsın bu sevdamız
Koy yas tutsun yüreğimiz
Hep ağlasın gözlerimiz.

Hiç kimsenin haberi yok
Korkma…
Bu cinayeti
Bir sen bilirsin, bir de ben.

Ha… istersen sen de unut
Ben çekerim ağrısını acısını.
Ben alırım üzerime tüm suçunu.

Bir öksüz de bizden kalsın…
Nolacak ki…
Dünya öksüzlerle dolu.
Yüzü asık, üstü başı leke leke
Vurulmuşsa bir sokakta
Ayağını çeke çeke
Dilenecek sevgi payı
Ölene dek bir yerlerde
Sürünerek yaşayacak, yaşlanacak..

Hatırlamaz seni belki
O küçüktü…
Çok küçüktü sen vaz geçtin
Bizi bırakıp gittin…
Susacağım sorsa bana
Öksüz sevgim, yazık sevgim.
Biz tek idik, yalnız idik
Diyeceğim.
Sevenimiz hiç olmadı…
Yüreğimiz aştı, taştı.
Hiç dolmadı.
Bu aşkımız yarım kaldı
İleriye yol almadı.
Öksüz kaldı…Öksüz kaldı…
Son olarak derin sevgi ve saygılarımı İltimas Hanıma sunup, her iki hayatında normal ve Edebiyatta başılılar dileğimle. Ben gerçekleri yazdım çünkü Hanım Şaire hak ediyordu gerisi sevgili okuyucularımıza kalır, hürmetlerimle.