Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temssilcisi
Seslenesim geldi sana şimdi
Bir hatır sormak uzakta da olsa sesim
Bugün köyün birinde öğretmenim senin gibi
Senin gibi odun taşıyorum koltuğumda
O gün anlattıkların bugün beynimin kapısını çaldılar
Anlatırken ağladığın geldi gözlerimin önüne
Ve köy çocukları bir başkaymış be öğretmenim
Ne kadar saf ne kadar ezik hepsi de
Onları senin kucakladığın gibi kucakladım
Ayaklarına yün çoraplar ördüm ellerimle
Çorbamı paylaştığımda oldu
O küçücük öğretmen maaşımı da
Memleketimin bacaları acılarla tüterken
Kim duyar ki şu dağ başını
Kim duyar ki bir dilim ekmeğe sevinen çocukları
Kim duyar ki?
Bana her zaman güçlü olmayı sen öğretmiştin
Ey benim güler yüzlü, sıcak yürekli öğretmenim
Çoğu sabah kuru bir ekmekle içiyorum çayımı
Yanında peynir, reçel yemeye gönlüm razı olmuyor bir türlü
Onlar yarı aç yarı tok gelirken
Onlar yırtılmış naylon ayakkabılarıyla karı çiğnerken
Nasıl doyarım, nasıl bot giyerim ki
İşte bu yüzdendir üşür içim, ısınmaz bir türlü
Derdim çoktur üzmek istemem seni de
Bir gün gelmek isterim elbet
Öpmek isterim ellerinden
Eğer yaşıyorsam, yaşıyorsan, geleceğim bir gün yanına.