O türkülerle büyüdüm ben…
Kurşun gibi adamın yüreğini delen.
“Karagözlüm gitme, dur!” diyemezdim,
O duyguları, ayaklarımla ezdim.
Silâh kabzalarına gömmüştüm yüreğimi,
Uzaklara… Çok uzaklara saldım dileğimi.
Yüzümü dönüp başkaya hiç bakmadım.
Bir hançer, ya da bir mavzer olmaktı muradım.
Boş çerçevelerdi benim oyuncağım.
Havada, boşlukta kaldı hep kucağım.
Gökler, en kurşunî bulutlara gizlenirken;
Güneşler doğardı içime birden.
Hoyratlar hiç yakışmaz, dilime,
Uzanırım gonca güller gelmez elime.
Yasak kelimelerimin sırrı…
Dile gelse, konuşsa eritir yüce dağları.
Coşkun ırmaklar gibi akarken ömrüm
Derin derin sokaklarda sürünürüm
Son nefesimi yalarken kaldırımlar
Bir çocuk, bu türküyü anlar…