Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temssilcisi
10-16 MAYIS ENGELLİLER HAFTASI
Sevgili Buket’ciğim, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle seninle planladığımız bu röportajla engelli dostlarımızın sıkıntılarını gündeme getirmek istedim. Engelin hakkında merak ettiklerimizi yanıtlayabilir misin? Ne zaman, nasıl oldu? Duygularını ve yaşadığın zorlukları, kısaca kendini anlatabilir misin?
Adana’da dünyaya geldim. İlkokulu Öğretmen Zeynep Erdoğdu İlkokulunda tamamladım. O yıllarda az da olsa görebiliyordum. Gözlük takıyordum ama görmekle ilgili büyük sıkıntılar yaşıyordum. Bu rahatsızlık iyice artınca ilkokulun ardından eğitim hayatımı bitirmek zorunda kaldım. Bilinçsiz, amaçsız iki yılı geçirdim.
Peki, bu amaçsız geçen iki yıldan sonra neler oldu?
İki yılın ardından tesadüfen görme engelliler için özel bir okul olduğunu öğrendim. Bu şöyle oldu: Ablam dershaneye gidiyordu. Birgün arkadaşıyla konuşurken İngilizce öğretmeni olmak istediğini söylemiş. Arkadaşı da benim ablam da İngilizce öğretmeni, üstelik görme engelli diyince ablam şaşırmış. O da ablasının Gaziantep’te Görme Engelliler İlköğretim Okulu’nda İngilizce öğretmeni olduğunu söylemiş. Ablam eve gelince annemlerle gizli gizli bir şeyler konuşmaya başladı. Merak ettim. Bana söylediklerinde çok mutlu oldum. Ortaokul yaşantımı tamamlamak amacıyla Gaziantep Görme Engelliler İlköğretim Okuluna yazıldım. Burada üç yıl yatılı olarak kaldım. Yaşadığım birçok sıkıntıya rağmen eğitim hayatıma tekrar dönmüş olmak beni sonsuz mutlu etti. Ortaokulu tamamladıktan sonra yeniden Adana’ya döndüm ve burada İbrahim Atalı Çok Programlı Lisesinde okudum.
İlk yılımda ilk tercihim olan Niğde Şehit Ömer Halisdemir Üniversitesi Türkçe Öğretmenliği Bölümünü kazandım ve 2009 yılında bu üniversiteden mezun oldum. 2010 yılında ise Adana Ahmet Sapmaz Ortaokuluna Türkçe öğretmeni olarak atandım. Hala orada görev yapmaktayım.
Milli Eğitim’in kadrolu öğretmenisin. Görme engelli bir öğretmen olmak nasıl bir durumdur?
Engelli bir öğretmen olmak bizim için zor değil ama elbette insanlar açısından zordu. Başladığım okulda öncelikle önyargılarla karşılaştım. Öğrencilerden çok veliler bunu yaptılar. Daha ilk atandığım dönemde idareye ve çeşitli yerlere benimle ilgili şikâyetler gitmiş. “O, çocuğumu okutamaz. Ders veremez.” “Çocuğum dersten eksik kalır.” gibi… Ardından da ben bunları duyunca bir veli toplantısı yaptım. “Sevgili velilerim beni henüz tanımıyorsunuz. Evet, önyargılarınız var ama benim sizden istediğim şu: Bana bir- iki aylık bir izin verin. Beni izleyin, çocuklarınızı izleyin. Onlar dersten geri kalıyorlarsa hala memnun değilseniz gelin sizinle birlikte istifamı ben yazayım. “ dedim.
Bu toplantının ardından bir iki hafta sonra bir velim okul koridorunda yolumu kesti. Sesi titreyerek ağlamaklı bir şekilde benden özür diledi. Hakkımı helal etmemi istedi. Elbette benim için problem yoktu. Bu olaydan sonra da okulda velilerimle öğrencilerimle ya da idare ile de hiç sıkıntı yaşamadık.
Sevgili Buket görme engelli bir öğretmen olarak ders işlerken sıkıntı yaşıyor musunuz?
Engelli bir öğretmen olmak da dışarıdan göründüğü kadar zor değil. Neden zor değil? Teknolojik açıdan soracak olursanız zaten bilgisayarlarımız ve telefonlarımız artık konuştuğu için akıllı tahtalara bunları yansıtabiliyoruz ve dersi oradan istediğimiz şekilde işleyebiliyoruz. Bunun dışında da eğer öğrencilerle iyi iletişim sağlarsanız, onların seviyesine uygun anlatırsanız zaten sıkıntı yaşamıyorsunuz.
İyi bir yazarsın. Eserlerin hakkında kısaca bilgi alabilir miyim?
Eserlerim hakkında bilgi verecek olursam dört kitabım bulunmakta… İkisi çocuk kitabı, ikisi roman… Çocuk kitaplarımdan biri “Bilmecelere Gizlenmiş Türkçe” Bu kitapta Türkçe dersini eğlenceli bir şekilde çocuklara aktarmak istedim. Türkçenin 30 konusu 900 bilmece halinde çocuklara yöneltiliyor, cevapları isteniyor ve zaten ben onlara arkada cevabı fısıldamış oluyorum.
İkinci kitabım “Yeryüzü Masalı” … Yeryüzü Masalı’nda 18 yeryüzü şekli bir masalın içerisinde karakter olarak karşınıza çıkıyor. Masal devam ederken siz bu yeryüzü şekillerinin özelliklerini ve ne olduğunu öğrenmiş oluyorsunuz.
Romanlarıma geçecek olursak ilk romanım “Ölümün Gölgesinde”… Bu romanda genç bir kadının yaşadığı sıkıntılar, sevgi arayışı, bu sevgiyi bulamadıkça daha da hırçınlaşması, ölmesi ve ölümünün ardındaki giz…
En son kitabım ise “Yüreğimdeki Deprem”… Bu; daha çok yeni, bu yıl yayınlandı. Bu kitapta ise genç bir psikologun deprem yıkıntılarının altında kalması, bu yıkıntıların altından fiziken ve ruhen bambaşka bir insan olarak çıkması, insanların bu duruma inanamamaları ve onun insanlara aktardıklarının ardındaki bir giz. Yine polisiye bir romanla okurlarımla birlikteyim.
Yazmanın zorluklarını anlatır mısın?
Ta çocukluktan beri yazı yazmaya düşkün hatta âşık bir insan olarak yazmakla ilgili bir sorun yaşamadım. Yazmak benim hayatımın önemli parçalarından biridir. Ne zaman bilgisayarın başına oturduysam zihnim hep bana izin verdi. Bu anlamda şanslı olduğumu düşünüyorum.
Bazı engelliler hor görüldükleri zannıyla kendilerini toplumdan soyutlayarak içlerine kapanıyorlar. Bazıları da engellerini abartarak kendilerine acıyorlar veya kendilerini acındırıyorlar. Farklı duygular içindeler elbette haklılık payı da vardır. Engelli arkadaşlarımıza neler tavsiye edersin?
Engellilere tavsiyem şu olacaktır: Toplumdaki bakış açısını düzeltmek, öncelikle kendi bakış açımızı düzeltmekle başlar. Biz kendi bakış açımızı düzelttikten sonra insanlara kendi gücümüzü, neler başarabildiğimizi göstereceğiz ki toplumdaki insanlar da bunu anlayarak önyargılarını yıkacaklar ve bize o şekilde bakacaklar. Her şeyi biz yapabiliriz. Önyargıları da yine biz yıkabiliriz. İnanırsak başarabiliriz.
Dünyada engelli pek çok sanatçı var. Beni en çok etkileyen kişi yabancı ülkelerden Helen Keler’dir. Türkiye’den de Âşık Veysel’dir. Bu konuda bir de “Engel Tanımayan Sanatçılar” başlıklı köşe yazım vardır. Seni en çok etkileyen engelli sanatçı hangisidir?
Etkilendiğim bir engellinin ismini söylemek çok zor. Birden fazla isim var. Daha doğrusu başarmış, kabuğunu kırmış insanların her biri benim için çok değerlidir. Her birinin ardında koca bir roman olduğunu düşünürüm. Bu anlamda tüm insanların yaşamları kendilerine özeldir ve her biri çok önemli izler taşımaktadır.
Görme engelli biri olarak yaşadığın zorlukları anlatabilir misin?
Yaşadığım zorluklara bakacak olursak evet zamanında zorluklar yaşadım. Bunları aştım. Şu anda tek hedefim de sıkıntı yaşayan insanların zorluklarını aşmaları için onlara bir ses, bir nefes, bir el olmaktır.
Ailenin ve çevrenin sana karşı tutumu nasıldır?
Çevremdeki insanlara ve aileme bakacak olursak elbette ki ailem beni korumak için kendilerince önlemler aldılar. Sıkıntılar yaşamayayım diye öncelikle geri planda kalmamı; üzülmemem için kanatlarının altında kalmamı istediler. Ancak ben bunu kabul etmedim. Daha benim başarabileceğim şeyler vardı. Onlara ve tüm insanlara göstermem için bu sıkıntıları yaşamam gerekiyordu. Çevremdeki insanlar ve ailem de gördü, bana katıldılar. Artık yapacağım şeylere karşı bir tereddüt ve endişe yaşamıyorlar. Dolayısı ile her zaman destekçim, her zaman yanımda oldular. Bu anlamda da başarıya yürürken beni her olayda teşvik ediyorlar.
Yetkili biri olsaydın engellilerin hayatlarını kolaylaştırmak ve sorunlarını çözmek için neler yapardın?
Yetkili biri olsaydım her ile tüm engellilerin kullanabileceği büyük kompleksler kurardım. Burada eğitim, sanat, spor her şey yapılabilirdi. Bu komplekslerde insanların tüm isteklerini gerçekleştirmek, eksiklerini tamamlamak, sıkıntılarını gidermek için özel kurullar oluştururdum. Bu kurullara düzenli aralıklarla yetkili isimlerin, milletvekillerinin, bakanlıklardan isimlerin gelmelerini arzu ederdim. Böylelikleri sıkıntıları konuşmak ve sıkıntıları gidermek için önemli adımlar atılacağını düşünürdüm.
Gelecekle ilgili planların nelerdir?
Gelecekle ilgili hem özel, hem genel olarak birçok hayalim var. Özel olarak yeni kitaplar yazmak, yeni okurlara ulaşmak, birçok alanda yeni imzalar atmak istiyorum. Genel olarak ise tüm engelliler, tüm kadınlar için yeni adımlar atmak, onların sıkıntılarını gidermek… Birçok engellinin, birçok insanın hayatlarına dokunabilirim. Umarım bu hayallerime ulaşabilirim.
Sen kendiyle barışık muhteşem bir insansın. Çalışmalarını yakından takip ediyorum ve hayranlık duyuyorum. Başarılarının devamını diliyorum Bana vakit ayırdığın için çok teşekkür ederim.
Harika UFUK.
ADANA. 5 MAYIS 2019 yıl. SAAT: 20.30