This image has an empty alt attribute; its file name is kardelen107.jpg

Yazarımız İlkay Coşkun’un yeni kitabı basıldı. Hayırlı uğurlu olsun… Okuyanı, istifade edeni bol olsun…

“İç Hatlar”, İlkay Bey’in yayınlanmış yedinci eseri. Bu kitabıyla aynı anda basılan “+ Uç”  isimli şiir kitabı dışında, 2008-2018 yılları arasında yayınlanmış dört şiir ve bir deneme eseri daha bulunuyor.

Ellili yaşlara adım atmak üzere olan İlkay Bey, velud bir yazar, kalem. Kitaplaşmış eserleri dışında, Anadolunun dört bir yanında çıkan dergilerde de eserleri yayınlanıyor. Derginiz Kardelen de bunlardan biri.

Kardelen, otuz yıl önce kaleme alınmasına rağmen dumanı üstünde tüten “Çıkış Beyannamesi”nde, “… kökü kazınmak istense de, “Oku!” ve “Düşün!” diyen bir kültürün içinde “düşünen adam” nesli tükenmiş dinozor olamaz. Küsüp köşesine çekilmiş bu “yalnız gezen yıldızlar” bulunabilirse onlarla “bir maya tutturulabilir.” Buna da inanmazsak, ne olur sonra halimiz?..” demişti. İşte İlkay Bey, otuz yıl önce yaptığımız tespitin bugün ete, kemiğe bürünmüş hali.

Eserin tashihini yapmak bize nasip oldu. Bundan son derece memnunum. Kitap, içimizden birinin, bizi bize anlattığı sıcak, samimi yazılardan meydana geliyor. Aslında eserin ismi de muhtevası hakkında okuyucuya fikir veriyor; İç Hatlar… İlkay Bey, bu toprakların insanı, eseriyle de bunu yüksek sesle dile getiriyor; ben Anadolunun, bu toprakların evlâdıyım diyor.

“Bisküviyi Çaya Banmak”… Kitapta yer alan yazılardan biri. Pek çoğumuzun çocukluk hatıralarında kalan ve artık unutulmak üzere olan bu alışkanlığımızı birilerinin kaleme alması gerekiyordu. Bisküviyi çaya banarak yemek, bütün basitliğinin ve sadeliğinin ötesinde koca bir milletin ortak tavrı olması sebebiyle ehemmiyetli.

“Yaşlılık Aylığı” yazısındaki “Nayıl’ın torunu” hemen bütün Anadolu köylerinde karşımıza çıkabilecek bir annemiz.

“Gelin Kaynana” yazısındaki tespitler, kültür coğrafyamızın tamamı için geçerli.

“Çaylar Sıcak Olsun” yazısı aslında yazarı ve eserini tanımak açısından ipucu mahiyetinde bir yazı. “Dostluğun nişanesi çay; fakirlerin, yalnızların millî içeceği, şairlerin ilhan kaynağı değil midir?” diyen yazar, çay içmeyi bir sanat haline getiren milletlere de dikkat çekiyor. Çay içmenin bir kültür haline geldiği toplumların dünün, bugünün ve yarının dünyasına yön veren, verecek milletler olması hayli ilginç. Yazarın çayı tarifinde kullandığı tamlamalara dikkat; muhabbetlerin vazgeçilmesi, yazın iç ferahlığı, ailede tat, dostla hoş sohbet… Çocukların çayla tanıştırılması ve çay kültürünün devamını sağlamada kullanılan tabir; “paşa çayı”. Çaya özensiz davranmanın yadırgandığını, poşet çaya, elektrikli su ısıtıcı üzerinde demlenen çaya, plâstik bardakla ikram edilen çaya gösterilen tepkiden anlıyor, yazarımız.

Eser, beş bölüm halinde kaleme alınmış; İnsan, Kitap, Dava, Şiir Sanatı ve Dönüş. Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık bünyesinde çıkan kitaba kitapyurdu.com isimli internet sitesinden ulaşılabilir.

Yazarımızı, tebrik ediyor, daha nice eserler kaleme almasını temenni ediyoruz.

Hayırlı uğurlu olsun…