1931934_10152210268001506_599855042_n

ALIN YAZIM

Duygular tertemiz gelince dile
Aşkın şarabını koydun sebile
Geceye nur saçan yıldızlar bile
Yar seni görünce ar edip batmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Karanlık dünümde düşmüşken derde
Seninle gözümden çekildi perde
Neredeydin bunca zamandır nerde?
Kader sensizlikte zoru yaşatmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Gönlüme huzuru saldı gelişin
Hele beni benden iyi bilişin
Maziyi süngerle hepten silişin
Bütün zamanlara güzellik katmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Bembeyaz sayfasın kardan beyaz kar
Unuttur her şeyi dört bir yandan sar
En başından senli zamana kadar
Felekten yediğim acı tokatmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Çeyiz sandığımda emanetimsin
En zorlu anlarda metanetimsin
Sabrın sonundaki selametimsin
Varlığın dermansız dize takatmiş
Mevla’m seni benim için yaratmış

Gün olur gönüller dengini bulur
Saraysız köşksüz de mutluluk olur
Sevdamıza herkes imrenir durur
Aşkın, kalpte huzur, damakta tatmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Hasretiyle için için yandığım
Yüreğine yüreğimle bandığım
Sevgisini yudumlayıp kandığım
Sen gibi bakmayan gözler sakatmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Manevi hazlarda yanımdasın yar
Canımdan içeri, kanımdasın yar
Nefes aldığım her anımdasın yar
Talih yıllar yılı seni aratmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Gönülden gönüle başlarsa akın
En uzak mesafe olurmuş yakın
Gül tenime diken batmasın sakın
Kadir kıymet bilmek gerçek sanatmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

Alnımda yazısın yüzde gülüşüm
Yaprak gözlüm diye atar sol döşüm
Her iki dünyada hayalim düşüm
Seninle geçtiğim köprü sıratmış
Mevla’m seni benim için yaratmış

BİR GÜN

Bir sabah uyanırsın
İçinde ya yeni bir heyecan vardır,
Ya da durgun suların üzerindesindir.
Günün sana ne getireceğini farkında bile değilsindir.
Dakikaların, saatlerin belki de çıkılacak bir yokuştur.
Heyecanla çıkarsın yokuşu,
Bazen canın çıkmak bile istemez.
Yokuş da ya bir taşa rastlarsın
Ya da karşına çıkar bir kaya.
İnersin yokuşun inişini kaya kaya.

Beklentilerin bir balon içinde yayılmıştır evrene.
Bazen daralır, için sıkılır.
Bazen de genişlikte rahatlarsın.
Ya da öyle sanırsın…

Sonra yorulur yorgun beden
Yorgunluğun o gündeki güzellikleri tebessümle andığında
Belki rahatlar…
Yorgun bedenden yükler bir bir atlar…

Ya da canın acımıştır istemeden de olsa
Gözlerde pınar olmuştur içindeki yangın…
Söndürmek bile istemezsin…
Acının bile tatlı olduğunu anlarsın…
Rahatlarsın…

Bir de bakmışsın ki uçurumlar kasisler oluşmuş etrafında
Atlarsın o kasislerden derinden bir oooh çekersin,
Diğer ki kasise kadar…
Mücadele olur alır adını…
Bazen kalp atışların hızlanır, ritmi bozulur,
Çevrene bakar şikâyet edersin,
Ya da farkındalığın şaşırtır seni…
Vücudundaki fay hatları harekete geçmiştir
Adı bazen depresyon, bazen migren,
Bazen soğuk algınlığı,
Ama ne olursa olsun vücudun mücadelede tek bir amaç için;
Soluk alıp verme…

Hayatın dönüm noktasında birini yaşarsın o güne dair…
Mükâfatın olmuştur.
Sevinirsin güneşli bir havaya
Ya da cebindeki bir kâğıt parçası mutlu eder seni…

Sonra ya sonra
Beklediğin umutların ne denli anlamlı olduğunu idrak edersin benliğinde
Önce imkânsızdır,
Sonra olabilir, oldu dersin ama mutluluğun çok fazla sürmez.
İnsanoğlusun ya doyumsuzluğu alışkanlık haline getirirsin,
Bir başka umutta neşe bulmak için…

Bazen kayan yıldızlar olur çevrende
Bazen de gece olmadan karşına çıkar bir yıldız
“Çoban yıldızım benim” dersin yolunu gün batmadan aydınlatır.
Eğer görecek gözün var ise…
Yoksa neyin ne olduğunu anlayana kar günü bitirmişsindir.
Derken ya önceden benliğinde var olan sevgiyi tekrar bulursun
Ya da yapma sevgilerle avunur durursun…

Bakmışsın ki zaman çarkındaki kurulu saatin pili zayıflamış.
Bazen ritmi bozuluyor,
Kendine gelmek için silkinirsin…
Ne de çabuk geçmiş sana verilen süre…
“Eeee daha yaşayacaklarım vardı manen” dersin,
Maddi yaşadıkların sana sırıtır…
Kendine bakar “Bu ben miyim?” dersin!

Neden, niçin yaratıldığını gün boyu unutmuş
Bir ara oyuna dalmış, bir ara telaşa
Bir arada uyku ihtiyacını gidermişsindir…
“Nerden geliyorsun? Nereye gidiyorsun?” diye soru sorduğunda
Saatin tiktakları nazlanır süre dolduğunda…

Güzel yaşamışsan bir ânı
“Ömür güzelmiş her şeye değermiş” dersin gülümsersin…
Ya boş yaşamışsan
Ya yoksa yarın denen an
Telafisi yoksa boşa geçen zamanın,
İçini kemirir düşünce…
Sonra kapını çalar sürenin bittiğini söyler birisi
“Eyvahhhhhhh!” dersin “Daha yapacaklarım vardı!”

Zaman dolmadan
Akıl kaybolmadan
Ayakların basarken
Duyguların yaşarken
Tıklamadan kapını ölüm
Kendine gel ey insanoğlu!
Gideceğin yer belli…