Şiir ve Edebiyat söyleşimizin bu ayki konuğu Hasan Akar.
– Merhabalar Hasan bey. Öncelikli olarak bizi kırmadığınız için teşekkür ederim. Bizlere kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
HASAN AKAR KİMDİR!
1957 yılında Tokat’ta doğan Akar, aslen Sivaslı’dır. İlk ve orta öğrenimini Tokat’ta tamamladı. Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden mezun olduktan sonra (1979) Türkçe ve Edebiyat öğretmeni olarak mesleğinin ilk yıllarında Erzurum ve Artvin’de görev yaptı.
Anadolu Üniversitesinde lisans tamamladı. Niksar’da 20 yıl öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonra 2005 yılında Tokat Endüstri Meslek Lisesi Müdür Yardımcılığına atandı. 2010 yılından beri Tokat Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı olarak görevine devam etmektedir.
Yazıları ve şiirleri Yeşil Niksar, Niksar Danişmend Gazetesi, Tokat Gazetesi, Tokat Kültür Araştırma Dergisi, Gülpınar, Çınar, Uçan Türk,Heeri Liefe Dergisi,Kültür Çağlayanı,Sivas Sultan Şehir ,Truva Gezi,Bayatı (Azerbaycan) Dergilerinde yayımlandı. Türkiye Yazarlar Birliği, Çocuk Edebiyatçıları ve Sanatçıları Birliği, Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği üyesi,Mehmet Akif ERSOY Düşünce Derneği Kurucu Üyesi,KÜMBET Dergisi Genel Yayın Yönetmeni,İLESAM Tokat İl Temsilcisidir.
2008 yılında Konferanslar vermek için Evrensel Edebiyat ve Sanat Eğitim Vakfı ile TÜDAY’ın davetlisi olarak Almanya’ya, 2012 yılında da Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin davetlisi olarak Azerbaycan’a giden AKAR’ın yurt içinde ve dışında gazete ve dergilerde yayınlanmış beşyüzü aşkın yazı ve makalesi bulunuyor. Ülke genelinde pek çok kültür etkinliğine ve organizelerine katılan AKAR,Tokat’taki mahalli televizyonlarda kültür-sanat proğram yapımcılığını sürdürüyor.
Eserleri: Milli Mücadele Yıllarında Niksar (Araştırma-inceleme Müjdat Özbay’la birlikte. 1998), Niksar’da Vakıflar ve Tarihi Eserlerimiz (Araştırma-inceleme M. Necati Güneş’le birlikte. 2002), Gül Ağacı Değilem (Şiir 2004), Niksar’dan Azerbaycan’a Bir Demet Har-ı Bülbül (Makaleler-şiirler. 2005)
— Kaç yıldır şiir yazıyorsunuz!
Şiire ilkokulda başladım ama asıl manada şiire üniversite yıllarında ağırlık verdim.
– Sizce ŞİİR nedir!
– İnsanın içinde var olan ve biriken duygularının zamanla yaşadığı hayatın etkisiyle bütünleşerek dışa vurmasıdır.
– Hangi tür şiirde kendinizi, yani ruhunuzu buluyorsunuz!
– Lirik şiirleri seviyorum.Kendimi ise aşk ve memleket şiirlerinin içinde seçmeye çalışıyorum.
– İlham aldığınız şeyler nelerdir!
– Bu güzel memleket, insanlar,tabiat,sevgi haliyle aşk.
– Edebiyatımızdaki aruz, gazel, rubai, kaside veya öykü, deneme ve mektup gibi türlerden çalışmalarınız var mı, var ise sizi için hangi tür daha cazip!-Size göre ŞİİR hangi yolda ilerlemelidir ve kültürümüzdeki, kısaca yaşamımızdaki yeri ve rotası ne olmalıdır!
– Bir dönem öykü çalışmalarım oldu ama yayınlayamadım.Öylece arşivlerde duruyor acaba beğenilir mi endişesi bizleri bu cesaretten alıkoyuyor.Şiir bana göre ölçüden yana ilerlemelidir.Zira bu şiirlerde sanat var,kafiye var,ahenk var.Elbette serbest yazanlara da saygımız var.Sanat toplum için olmalıdır.Sadece kendi duygularımızı yansıtan şiirleri ortaya koyar asıl memleketi,insanları,gelişen hayatı bir kenara bırakırsak şairlik görevini büyük ölçüde ihmal etmiş oluruz..
– Hece şiirleri yazdığınızı biliyorum ve bu şiirlerde son dönemde büyük aşama katetdiğinizi de biliyorum. Hece şiirini anlatır mısınız?
– Bu şiirde her şeyden önce şiirin kurallarını gerektiren bir sanat var,musiki var.Bunun dışında hece bizim Orta Asya’dan günümüze ulaşan kültürümüzün ,şiirimizin devamı ve en önemli parçası.Başka bir ölçüye ya da serbestine gerek var mı bu zenginlik bir dağ gibi karşımızda dururken.
– Şiirin evrensel olduğuna inananlardan mısınız? Öncelikli olarak eğer öyle ise şiir yolculuğunuzun hangi boyutta olmasını dilerdiniz!
– Şiir her milletin kültürüne göre farklılık gösterir. Bizim şiirlerimiz diğer bir milletin mensuplarının hoşuna gitmeyebilir. Bizim dile getirdiğimiz duygularla onların duyguları örtüşmeyebilir ama bütün dünyanın ortak olduğu sevgi,kardeşlik gibi kavramlarda ortaya çıkan şiirler varsa bunlar da elbette paylaşılmalıdır.Bugün Yunus Emre ve Mevlana niçin dünyada paylaşılamıyor,işte ortak bu değerlerden.
– Türk şiirini öncelikle bize değerlendirmenizi istesek ve şiirdeki boyutun ve sürekli kalıcılığın tam olabilmesi için yazarlara ve genç yeteneklere neler önerirsiniz!-
– Öncelikle okumak.Türk ve dünya kültürünü,tarihini imkanlar ölçüsünde değerlendirmek.İçimizdeki duygular bir gün bitebilir ama bu duyguları besleyecek unsurlar ne kadar çok olursa şiir çeşmemizden o denli sanatlı şiirler akar.Bununla birlikte bir dilin kurallarını da iyice bilmek gerekir herkesin anlayabileceği,sanat kokan şiirler vücut bulsun.Şiir bahçesine ne kadar çiçek diker ya da ekersek bizde zamanı gelince ona göre koklamasını ve koklatmasını biliriz.
– Okullarda, özellikle Türkçe ve Edebiyat derslerinde ŞİİR’in özendirilmesi için ne gibi çalışmalar yapılıyor. Bir edebiyat öğretmeni olsanız şu ana kadar gerçekleştirilememişlere nasıl önderlik ederdiniz!
– Öğrencilere kültürümüzü iyice araştırmalarını, bol kitap okumalarını ,şairlerin ve sanatçıların hayatlarını incelemelerini öneririm.Son yıllarda ülkemizde planlı ve plansız şiir üzerine etkinlikler yapılıyor ama aradığımız daha kaliteli etkinliklerin yapılmasıdır.Yoksa bu alanda da bir yozlaşma başlar ki şiir zamanla değerini kaybeder.
– İnternet ortamından söz edelim biraz da. Sizce internet kullanımı kitap okuma oranını hangi durumda etkiledi. Buradaki başıboşluk veya karmaşık süreç sizce nasıl düzene oturtulabilir ve insanlara yeniden nasıl kitap okuma alışkanlığı edindirilebilir!.
– İletişim ve paylaşım açısından çağımızın gereği internetin faydası tartışılmaz ama bakıyorum bazı şiirler yanlışlıklarla dolu. Onları bazı şiir severlerde aynen alıp kullanıyor. Anlayacağınız bir yanlış karelenerek büyüyor. Burada da bu sıkıntıları kontrol edebilecek merkezler kurulabilir mi zamanla bilemiyorum.
– Kitap çıkardığınızı öğrendim. Bize kitabınızdan söz ettikten sonra şiir birikimi olup da kitap çıkarmak isteyen dostlarımıza neler önerirsiniz!.
– Şiir kitabı çıkarmak belki kolay olabilir ama nitelikli olsun ki diğer insanlara da örnek olsun. Özellikle kitap çıkaracakları zaman şiirlerini mutlaka yeniden gözden geçirsinler. Hatta bir kilimi,bir halıyı tamir eder gibi varsa tamire çalışsınlar.Belki bazılarına hoş gelmeyebilir ama ben bu kitaptan para kazanırım düşüncesini hep geriye atsınlar.
– Şiire sevdalısınız. Bu sevda olmasa insan şiir yazamaz bana göre de. Sizce ŞİİR hangi kalıplardan çıkarak okuyucuyla buluşur ve bu evrede bizlerle herhangi bir şiirinizi paylaşabilir misiniz?.
YOL VERİN DAĞLAR
Her eylülde yağmurlarla yağar sevdalar
Gecelerim öksüz, yetim, gündüzlerim dar
Teselli etmiyor siyah beyaz rüyalar
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
Vuslata hasret kaldı gülşende begonyalar
Kaderin zulmüne düşmüşüz ki kim anlar
İki göz iskelede ikisi kayıkta ağlar
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
Uzundu kış geldi bahar eridi karlar
Hayalse de yeniden kuruldu saraylar
Bırak ta yüreğinde yaşasın o bahar
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
İstemem ellerin bana gözlerin yeter
Gel desen gayri belki hasretimiz biter
Kim bilir attığın ok menziline gider
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
– Herkesin kendine göre bir takım kalıpları vardır ama ben duyguyu,sevgiyi ve onun derecelisi olan aşkı kalıplaştırmaya çalışıyorum.Bu aşk bizi yaratan Yüce Allah’tan,onun sevgili peygamberinden alın da insanına, memleketine bayrağına ,tabiatına kadar ulaşıyor.
– Antalya’da ŞİİR ile iç içe geçmiş mekanlar pek yok. Yani şiir yazan şairlerin ve şiirseverlerin bir araya gelip hayatı ve edebiyatı konuşabilecekleri, birlikte ŞİİR yudumlayabilecekleri yerler olmalı mı! Olmalı diyorsanız yetkililere ne önerirsiniz!.
– Tarih ve kültür kokan mekanlar şiirseverlere ve şairlere daha fazla haz veriyor.Sanki şiir oralarda kendini bir başka sanatta buluyor.Tarlada şiir okunur mu?Ama bir gül bahçesinde bir gül şiiri okumanın zevkini başka neresi verebilir?Son yıllarda yapılan kültür merkezleri bunu büyük ölçüde karşılıyor.
– Son olarak şiir, öykü, hikâye yazan gençlere önerilerinizi almak istiyorum. Onların hangi rotayı izlemelerini önerirsiniz!.
– Okumalarını,sanatçıları iyi takip etmelerini,onlara gereken değer ve desteği vermelerini.Onların yanında yetişmek için bu alanlardan uzak kalmamalarını,yazdıklarını sanatçılarla paylaşmaktan çekinmemelerini salık veririm.Mümkün mertebe yazdıklarını ,ortaya koyduklarını gazete,dergi ve internet ortamında paylaşmaları da daha doğru olanıdır.
– Antalya Gündem Gazetesinin okuyucularına mesajlarınız nelerdir!.
–
– “On Şiir,On Şehir Projesi” kapsamında Antalya’da bize göre çok kaliteli bir etkinlik yapıldı.Ev sahipliğini Şafak Nur Yalçın ve yanında bulunan diğer güzel insanlar fevkalade yaptılar.Orada yakılan Simurg ateşinin diğer şehirlerde de çoğalarak etrafı,kültür sanat dünyasını aydınlatacağına inanıyorum..Antalya apayrı kültürlerin zenginliğini yaşayan bir şehir.Daha iyilerine layık elbette.O gün Antalyalı şiirseverlerin ilgisi bizleri bir hayli memnun etti.Her bir şair kendi memleketine bu güzelliğin pir parçasını taşıyarak döndüler.Dolayısıyla Antalya’ya bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizleri tanıtma aşamasında büyük emek veren Antalya Gündem Gazetesine de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Teşekkür ediyorum . Size şiir ve sevgi dolu harika bir ömür diliyoruz.Şiir Lirik bir haykırıştır…
Röportaj: Selahattin YETGİN
Şiir ve Edebiyat söyleşimizin bu ayki konuğu Hasan Akar.
– Merhabalar Hasan bey. Öncelikli olarak bizi kırmadığınız için teşekkür ederim. Bizlere kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
HASAN AKAR KİMDİR!
1957 yılında Tokat’ta doğan Akar, aslen Sivaslı’dır. İlk ve orta öğrenimini Tokat’ta tamamladı. Konya Selçuk Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünden mezun olduktan sonra (1979) Türkçe ve Edebiyat öğretmeni olarak mesleğinin ilk yıllarında Erzurum ve Artvin’de görev yaptı.
Anadolu Üniversitesinde lisans tamamladı. Niksar’da 20 yıl öğretmenlik ve yöneticilik yaptıktan sonra 2005 yılında Tokat Endüstri Meslek Lisesi Müdür Yardımcılığına atandı. 2010 yılından beri Tokat Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı olarak görevine devam etmektedir.
Yazıları ve şiirleri Yeşil Niksar, Niksar Danişmend Gazetesi, Tokat Gazetesi, Tokat Kültür Araştırma Dergisi, Gülpınar, Çınar, Uçan Türk,Heeri Liefe Dergisi,Kültür Çağlayanı,Sivas Sultan Şehir ,Truva Gezi,Bayatı (Azerbaycan) Dergilerinde yayımlandı. Türkiye Yazarlar Birliği, Çocuk Edebiyatçıları ve Sanatçıları Birliği, Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği üyesi,Mehmet Akif ERSOY Düşünce Derneği Kurucu Üyesi,KÜMBET Dergisi Genel Yayın Yönetmeni,İLESAM Tokat İl Temsilcisidir.
2008 yılında Konferanslar vermek için Evrensel Edebiyat ve Sanat Eğitim Vakfı ile TÜDAY’ın davetlisi olarak Almanya’ya, 2012 yılında da Azerbaycan Yazarlar Birliği’nin davetlisi olarak Azerbaycan’a giden AKAR’ın yurt içinde ve dışında gazete ve dergilerde yayınlanmış beşyüzü aşkın yazı ve makalesi bulunuyor. Ülke genelinde pek çok kültür etkinliğine ve organizelerine katılan AKAR,Tokat’taki mahalli televizyonlarda kültür-sanat proğram yapımcılığını sürdürüyor.
Eserleri: Milli Mücadele Yıllarında Niksar (Araştırma-inceleme Müjdat Özbay’la birlikte. 1998), Niksar’da Vakıflar ve Tarihi Eserlerimiz (Araştırma-inceleme M. Necati Güneş’le birlikte. 2002), Gül Ağacı Değilem (Şiir 2004), Niksar’dan Azerbaycan’a Bir Demet Har-ı Bülbül (Makaleler-şiirler. 2005)
— Kaç yıldır şiir yazıyorsunuz!
Şiire ilkokulda başladım ama asıl manada şiire üniversite yıllarında ağırlık verdim.
– Sizce ŞİİR nedir!
– İnsanın içinde var olan ve biriken duygularının zamanla yaşadığı hayatın etkisiyle bütünleşerek dışa vurmasıdır.
– Hangi tür şiirde kendinizi, yani ruhunuzu buluyorsunuz!
– Lirik şiirleri seviyorum.Kendimi ise aşk ve memleket şiirlerinin içinde seçmeye çalışıyorum.
– İlham aldığınız şeyler nelerdir!
– Bu güzel memleket, insanlar,tabiat,sevgi haliyle aşk.
– Edebiyatımızdaki aruz, gazel, rubai, kaside veya öykü, deneme ve mektup gibi türlerden çalışmalarınız var mı, var ise sizi için hangi tür daha cazip!-Size göre ŞİİR hangi yolda ilerlemelidir ve kültürümüzdeki, kısaca yaşamımızdaki yeri ve rotası ne olmalıdır!
– Bir dönem öykü çalışmalarım oldu ama yayınlayamadım.Öylece arşivlerde duruyor acaba beğenilir mi endişesi bizleri bu cesaretten alıkoyuyor.Şiir bana göre ölçüden yana ilerlemelidir.Zira bu şiirlerde sanat var,kafiye var,ahenk var.Elbette serbest yazanlara da saygımız var.Sanat toplum için olmalıdır.Sadece kendi duygularımızı yansıtan şiirleri ortaya koyar asıl memleketi,insanları,gelişen hayatı bir kenara bırakırsak şairlik görevini büyük ölçüde ihmal etmiş oluruz..
– Hece şiirleri yazdığınızı biliyorum ve bu şiirlerde son dönemde büyük aşama katetdiğinizi de biliyorum. Hece şiirini anlatır mısınız?
– Bu şiirde her şeyden önce şiirin kurallarını gerektiren bir sanat var,musiki var.Bunun dışında hece bizim Orta Asya’dan günümüze ulaşan kültürümüzün ,şiirimizin devamı ve en önemli parçası.Başka bir ölçüye ya da serbestine gerek var mı bu zenginlik bir dağ gibi karşımızda dururken.
– Şiirin evrensel olduğuna inananlardan mısınız? Öncelikli olarak eğer öyle ise şiir yolculuğunuzun hangi boyutta olmasını dilerdiniz!
– Şiir her milletin kültürüne göre farklılık gösterir. Bizim şiirlerimiz diğer bir milletin mensuplarının hoşuna gitmeyebilir. Bizim dile getirdiğimiz duygularla onların duyguları örtüşmeyebilir ama bütün dünyanın ortak olduğu sevgi,kardeşlik gibi kavramlarda ortaya çıkan şiirler varsa bunlar da elbette paylaşılmalıdır.Bugün Yunus Emre ve Mevlana niçin dünyada paylaşılamıyor,işte ortak bu değerlerden.
– Türk şiirini öncelikle bize değerlendirmenizi istesek ve şiirdeki boyutun ve sürekli kalıcılığın tam olabilmesi için yazarlara ve genç yeteneklere neler önerirsiniz!-
– Öncelikle okumak.Türk ve dünya kültürünü,tarihini imkanlar ölçüsünde değerlendirmek.İçimizdeki duygular bir gün bitebilir ama bu duyguları besleyecek unsurlar ne kadar çok olursa şiir çeşmemizden o denli sanatlı şiirler akar.Bununla birlikte bir dilin kurallarını da iyice bilmek gerekir herkesin anlayabileceği,sanat kokan şiirler vücut bulsun.Şiir bahçesine ne kadar çiçek diker ya da ekersek bizde zamanı gelince ona göre koklamasını ve koklatmasını biliriz.
– Okullarda, özellikle Türkçe ve Edebiyat derslerinde ŞİİR’in özendirilmesi için ne gibi çalışmalar yapılıyor. Bir edebiyat öğretmeni olsanız şu ana kadar gerçekleştirilememişlere nasıl önderlik ederdiniz!
– Öğrencilere kültürümüzü iyice araştırmalarını, bol kitap okumalarını ,şairlerin ve sanatçıların hayatlarını incelemelerini öneririm.Son yıllarda ülkemizde planlı ve plansız şiir üzerine etkinlikler yapılıyor ama aradığımız daha kaliteli etkinliklerin yapılmasıdır.Yoksa bu alanda da bir yozlaşma başlar ki şiir zamanla değerini kaybeder.
– İnternet ortamından söz edelim biraz da. Sizce internet kullanımı kitap okuma oranını hangi durumda etkiledi. Buradaki başıboşluk veya karmaşık süreç sizce nasıl düzene oturtulabilir ve insanlara yeniden nasıl kitap okuma alışkanlığı edindirilebilir!.
– İletişim ve paylaşım açısından çağımızın gereği internetin faydası tartışılmaz ama bakıyorum bazı şiirler yanlışlıklarla dolu. Onları bazı şiir severlerde aynen alıp kullanıyor. Anlayacağınız bir yanlış karelenerek büyüyor. Burada da bu sıkıntıları kontrol edebilecek merkezler kurulabilir mi zamanla bilemiyorum.
– Kitap çıkardığınızı öğrendim. Bize kitabınızdan söz ettikten sonra şiir birikimi olup da kitap çıkarmak isteyen dostlarımıza neler önerirsiniz!.
– Şiir kitabı çıkarmak belki kolay olabilir ama nitelikli olsun ki diğer insanlara da örnek olsun. Özellikle kitap çıkaracakları zaman şiirlerini mutlaka yeniden gözden geçirsinler. Hatta bir kilimi,bir halıyı tamir eder gibi varsa tamire çalışsınlar.Belki bazılarına hoş gelmeyebilir ama ben bu kitaptan para kazanırım düşüncesini hep geriye atsınlar.
– Şiire sevdalısınız. Bu sevda olmasa insan şiir yazamaz bana göre de. Sizce ŞİİR hangi kalıplardan çıkarak okuyucuyla buluşur ve bu evrede bizlerle herhangi bir şiirinizi paylaşabilir misiniz?.
YOL VERİN DAĞLAR
Her eylülde yağmurlarla yağar sevdalar
Gecelerim öksüz, yetim, gündüzlerim dar
Teselli etmiyor siyah beyaz rüyalar
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
Vuslata hasret kaldı gülşende begonyalar
Kaderin zulmüne düşmüşüz ki kim anlar
İki göz iskelede ikisi kayıkta ağlar
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
Uzundu kış geldi bahar eridi karlar
Hayalse de yeniden kuruldu saraylar
Bırak ta yüreğinde yaşasın o bahar
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
İstemem ellerin bana gözlerin yeter
Gel desen gayri belki hasretimiz biter
Kim bilir attığın ok menziline gider
Görmeden olmuyor yol verin dağlar.
– Herkesin kendine göre bir takım kalıpları vardır ama ben duyguyu,sevgiyi ve onun derecelisi olan aşkı kalıplaştırmaya çalışıyorum.Bu aşk bizi yaratan Yüce Allah’tan,onun sevgili peygamberinden alın da insanına, memleketine bayrağına ,tabiatına kadar ulaşıyor.
– Antalya’da ŞİİR ile iç içe geçmiş mekanlar pek yok. Yani şiir yazan şairlerin ve şiirseverlerin bir araya gelip hayatı ve edebiyatı konuşabilecekleri, birlikte ŞİİR yudumlayabilecekleri yerler olmalı mı! Olmalı diyorsanız yetkililere ne önerirsiniz!.
– Tarih ve kültür kokan mekanlar şiirseverlere ve şairlere daha fazla haz veriyor.Sanki şiir oralarda kendini bir başka sanatta buluyor.Tarlada şiir okunur mu?Ama bir gül bahçesinde bir gül şiiri okumanın zevkini başka neresi verebilir?Son yıllarda yapılan kültür merkezleri bunu büyük ölçüde karşılıyor.
– Son olarak şiir, öykü, hikâye yazan gençlere önerilerinizi almak istiyorum. Onların hangi rotayı izlemelerini önerirsiniz!.
– Okumalarını,sanatçıları iyi takip etmelerini,onlara gereken değer ve desteği vermelerini.Onların yanında yetişmek için bu alanlardan uzak kalmamalarını,yazdıklarını sanatçılarla paylaşmaktan çekinmemelerini salık veririm.Mümkün mertebe yazdıklarını ,ortaya koyduklarını gazete,dergi ve internet ortamında paylaşmaları da daha doğru olanıdır.
– Antalya Gündem Gazetesinin okuyucularına mesajlarınız nelerdir!.
–
– “On Şiir,On Şehir Projesi” kapsamında Antalya’da bize göre çok kaliteli bir etkinlik yapıldı.Ev sahipliğini Şafak Nur Yalçın ve yanında bulunan diğer güzel insanlar fevkalade yaptılar.Orada yakılan Simurg ateşinin diğer şehirlerde de çoğalarak etrafı,kültür sanat dünyasını aydınlatacağına inanıyorum..Antalya apayrı kültürlerin zenginliğini yaşayan bir şehir.Daha iyilerine layık elbette.O gün Antalyalı şiirseverlerin ilgisi bizleri bir hayli memnun etti.Her bir şair kendi memleketine bu güzelliğin pir parçasını taşıyarak döndüler.Dolayısıyla Antalya’ya bir kez daha teşekkür ediyorum. Bizleri tanıtma aşamasında büyük emek veren Antalya Gündem Gazetesine de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum.
Teşekkür ediyorum . Size şiir ve sevgi dolu harika bir ömür diliyoruz.