ERCİYES

Hazanda bir ayaz çöktü başıma
Tazelendi yine karım Erciyes
Ayrılık mil çekti gözde yaşıma
Tükendi takatim farım Erciyes

Yâr gönül tabyamda en kavi kirman
Pir sultan gibiyim şah derde derman
Hasret kalem kırar yazıldı ferman
Seherde kuruldu darım Erciyes

Dost yasa bürünüp kara bağlar mı?
O da bencileyin yanıp ağlar mı?
Umuda bir pınar olup çağlar mı?
Acep nasıl diğer yarım Erciyes

Ne dem hitam bulur çektiğim çile
Biter mi hasretim al gonca güle
Zirven tanık olup gelse de dile
Kimseler duyar mı zarım Erciyes

Derviş’e el atsın zahir misali
Evvelim bugünüm ahir misali
Burağan yaşayan bahir misali
Söyle de gel desin Çar’ım Erciyes
Ki dinsin sinede harım Erciyes

GÖZLERİN

Rahmet damlasında saklanmış gizi
Aşk ile içime doldu gözlerin
Usuma kazındı silinmez izi
En güzel yaylaklı el di gözlerin

Yeşilin huzuru deniz engini
Rabbim yaratmamış başka dengini
Kahveden aldığı belli rengini
Beni müptelası kıldı gözlerin

Hasretin narından yanarken sıla
Bir nazarın tesir eder kırk yıla
Ey bitimsiz umut, ülküm almıla !
Söyle Yemen’den mi geldi gözlerin?

Ummanı besleyen billurdan nehir
Gönül yarasına tekten panzehir
Bütün kasaveti eyleyip tehir
Huzura bir maya çaldı gözlerin

Baktıkça çözüldü kalbin esrarı
Rotasından çıktı ritmi, ayarı
Peteği terk etti Anzer’de arı
Çünkü ünvanını aldı gözlerin

Sevda sahilinde açılan remil
Karanlık zamana nur saçan kandil
Geçmişe vedaya sallanan mendil
Atiye çağlayan seldi gözlerin

Gamze oku soldan bağrımı deldi
Aklı sarhoş edip ruhumu çeldi
Gez göz ve arpacık hizaya geldi
On ikiden hedef buldu gözlerin

Kehribar bezeli beyazda nakış
Yürekten yüreğe hummalı akış
Bin cihana bedel bir şehla bakış
Dervişan demine yol du gözlerin.