TOKATLI ÂŞIK NURİ
Bekir AKSOY/Emekli Öğretmen
bekaksoy@gmail.com
Tokat’ın Kızılca Mahallesinde kesin olmamakla birlikte 1820–1825 yılları arasında doğduğu tahmin edilen Nuri’nin asıl adı Mahmut olup Tokat’ın o dönemlerde yetiştirdiği, şöhretli saz şairlerinden birisidir. Döneminin meşhur saz şairi Erzurum’lu Emrah ile tanışmış, ondan ders almış, yani çırağı olmuştur. Emrah’la beraber Samsun, Amasya, Çankırı ve Ankara dolaylarında kahve, panayır ve büyük konaklarda şiir sohbetlerine katılmış, saz çalmış ve şiirlerini bulunduğu ortama sunmuş, büyük takdirlere mazhar olmuştur. Yazdığı veya irticalen söylediği koşma, gazel, mersiye, destan ve bu gibi eserlerini zaman, zaman kaleme de alarak kalıcı olmalarını sağlamıştır. Hayatının son dönemlerinde içkiye düşkünlüğü yüzünden sıhhati bozulmuş, şiirlerine de bunu aksettirmiştir.
“Nuri derki doğru aşka gitmeyen
Sözüm tutsun menziline yetmeyen
Yerinde durupta karar etmeyen
Ömrü uzadıkça nedamet çeker”
kıtasını Samsun’a üçüncü defa geldiğinde mezar taşına yazılmak üzere vasiyet etmiştir ve bu yılda vefat ettiği sanılmaktadır.
Yıllardır edebiyat çevrelerinin ve araştırmacıların dikkatini çeken Tokat’lı Nuri’nin değişik şiirleri şimdiye kadar yayınlanmıştır. Yıllar öncesinden aile büyüklerimden kalan,150 veya 160 yıllık olduğunu belirlediğim el yazması bir eserde bulduğum yetmiş kadar yazılmış şiirlerin arasında, Tokat’lı Nuri’ye ait şimdiye kadar hiç yayınlanmadığını tespit ettiğim oniki adet şiirine rastladım. Bu şiirlerin muhteva şekil ve yazılış biçimlerinin ve de taç beyitte geçen mahlasından da Nuri’ye ait olduğu kanaatine vardım. Bu şiirleri yıllardır basın ve yayın ahlakı çerçevesinde yayın hayatını devam ettiren Tokat’ımıza ait TOŞAYAD Kümbet dergisinde yayınlanmasıyla, edebiyat çevrelerinin çok iyi tanıdığı bu hemşerimize bir vefa borcunu ödemiş olmanın bahtiyarlığını yaşamış olacağım.
Tespit ettiğim oniki adet şiiri sırasıyla aşağıda sizlere sunuyorum.
BU GÖNÜL
Bezm-i ışgun sakiya meyhanesidür bu gönül
Liyme Allah hamrinün gam hanesidür bu gönül
Onsekizbin âlemi mağniyde olmuşken muhiyt
Sureta görsen sanev berdanesidür bu gönül.
Gerçi ey salik cemalullahe âşık veli
Bilmedin ol zati pakin hanesidür bu gönül.
Asiman esma görülmüştür vücudum milkine
Şahi ışgun hayme-i hakanesidür bu gönül
Nuş iderdür desti gudretten siraci vahdeti
Ol siraci ta ebed Mestanesidür bu gönül
NURİ zatın zulmeti asırda yakmış bir çirağ
Ol çirağın Nuri ya pervanesidür bu gönül.
Bezm: Aşk Meclisi Milkin: Mülküne
Hayme: Çadır, örten, kapatan
Liyme: İnsanlar arasında sulh etmek
Nuş: Zevk ve sefa Setreylemek: söylememek
Dest: Kudret, fayda Sanev: İkinci derecede
Sirac: Işık veya şavk veren şey Salik: Bir tarikat yolunda olan
Mestane: Aşk sarhoşluğu Zatı Pakin: Kusursuz, temiz, pak
Çirağ: Çıra, ateş, ışık Asiman: Gökyüzü, sema
Sakiya: İçecek ve su veren
AŞK SENİN
Ey beni ışg ateşine yanduran
Aşk senin, âşık senin, maşuk senin
Hem seven, hem sevdiren, hem sevilen
Aşk senin, âşık senin, maşuk senin
Yanar ise ışg ile canı tenim
Geçer ise ah ile, dün ü günüm
Hep senindür iradenem var benim
Aşk senin, âşık senin, maşuk senin
Aşıgın haline gılsan yek nazar
Masivadan anda galmaz hiç eser
Sana eren cenneti huri nider
Aşk senin, âşık senin, maşuk senin
Lutfüle anarısan ey derdimend
Nice oldun ışıgın kaydına bend
Nicedür ışgın sana etti ki fend
Aşk senin, âşık senin, maşuk senin
Mahzı lutfün eyle ey gadir ALLAH
Aşıgın haline eyle gıl negah
Bir ked edür NURİ kulun padişah
Aşk senin, âşık senin, maşuk senin.
Işg: Aşk Masiva: Dünya ile alakalı
Derdimend: Dert sahibi Fend: Aldatma
Mahz: Saf, halis katıksız Negah et: Lutfet
Ked: Kez, defa
İLAHİ
Küntü kenzin sırrudur dünya vi ugbadan garaz
Ana mektep hanedür bu çerhi minadan garaz
Enfüsü afakı gör maksuda andan arif ol
Marifetdür çünki mahlûkatı peydadan garaz
Bir muammadur bu âlem fehm iden ariflere
İsm-i azam sırrıdur çün ol muammadan garaz
Sufüya esmada kalma gel müsemmadur siyn al
Bil müsemmadur benim, tağlimü esmadan garaz
Güğ mübadiy şuğlüniy sen maksadı aksayı gör
Çün netayicdür gamu sugra ve kübradan garaz
Katresinden nice umman gizlidür dil bahridür.
Hasılıdur hakikatdür o deryadan garaz
NURİ ya hiç gayri matlub kalmadı âşıklara
Hak cemalidür heman cenneti tubadan garaz
Küntü kenz: Esrarlı ve kıymetli Muamma: Gizlilik, bilmece
Ugba: Ahiret, öbür dünya, baki âlem Fehm iden: Düşünen
Çerhi mina: Dönen dünya Müsemma: Belirli vakit
Peyda: Yaratmak Gu: Söz söyleyen
Mübadiy: Başlangıç, ilk unsur Netayiç: Netice
Kübra: Büyük, en büyük Gatre: Katre, en küçük parça
Umman: Deniz Matlup: İstek, istenilen şey
DERMAKAM SEGÂH İLAHİ
Varını virmez mi bir yar isteyen
Dari terk itmez mi dildar isteyen
Zahida vuslat dilersen âşık ol
Işga gul olmaz mı hünkâr isteyen
Gizli tut canında vuslat remzini
Sırrı setr itmez mi settar isteyen
Eylesün bülbül gibi efganı zar
Işgı hak bağında gülzar isteyen
Pali perga yirmedi pervane veş
Narı ışga yandı envarı ateş
Gözlerim yaş yerine gan ağlasun
Dideye gıymaz mı didar isteyen
NURİ’nin sırrından alsun bir haber
Âlem içre aşığa zar isteyen
Dar: Yer, mekân, konak Dildar: Kalbi hükmü altında tutan, sevgili
Zahida: Dünya süs ve makamlarını terk eden Vuslat: Kavuşmak
Remz: Gizli ve kapalı söyleme Setr: Örtmek, kusurlarını gizlemek
Efgan: Acı ile bağırıp çağırma Envar: Nurlar, ışıklar, aydınlıklar
Dide: Göz Veş: Gibi manasına geliyor
İLAHİ
Ey talibi vaslı hüda
Gel gidelim âşık haktan yana
Ey âşık nuriya hüda
Gel gidelim âşık haktan yana
Gel aşkıle dinle beni
Hakka kul it canı teni
Mevla seni hister seni
Gel gidelim âşık haktan yana
Açıldı vahdet gülleri
Feryad eder bülbülleri
Göründi canan illeri
Gel gideli âşık haktan yana
Ey mergu bağla mekân
Ey remz isse kün figan
Yerin değildir bu cihan
Gel gidelim âşık haktan yana
Ey NURİ gel aşkta yan
Yolunda güğ baş ile can
Hakkı bulur cana kıyan
Gel gidelim âşık haktan yana
Vahdet: Birlik, yalnızlık, teklik
Mergu: Ölüm, mevt, manevi olarak ölmüş
İLAHİ
Ey talibi didar olan
Tevhide gel, tevhide gel
Ey derdi ışga yar olan
Tevhide gel, tevhide gel
Dertle bir kez ah edup
Akılları agâh edup
Maksudunu Allah edup
Tevhide gel, tevhide gel
Gel hem demu uşşagısan
Işgıle perteşvagısan
Ol Hazrete müştagısan
Tevhide gel, tevhide gel
Varısa sende derdi hak
Varını hep ışga yak
Kaldır hicabı hakka bak
Tevhide gel, tevhide gel
İrmek istersen ol güle
Ey NURİ evin bülbüle
Canı gönülden şevkile
Tevhide gel, tevhide gel
Perteşvag: Kendinden geçmiş
Müştag: Arzu ve istek gösteren
İLAHİ
Ey dil bize vir bir haber
Aşk illerine kim gider
Hasretiyle yandı ciğer
Aşk illerine kim gider
Âşıklara vakti seher
Anda şimdi aşka eser
Ol nefhadın olup haber
Aşk illerine kim gider
İster gönül ol illeri
Meşkin kokar sümbülleri
Solmaz ol bağın gülleri
Aşk illerine kim gider
Ey habı gafletde galan
Fırsat geçer bir dem uyan
Baki değil bezm-i cihan
Aşk illerine kim gider
Anda ol eylenin yolu
NURİ’ye candan sevgili
Bağlandı aşgın mahmeli
Aşk illerine kim gider
Nefhad: Bitip tükenmek, yok olmak
Hab-ı Gaflet: Gaflet uykusu
Mahmel: Üzerine yük konulan şey
İLAHİ
Aşkınla cihan beste
Lutfeyle inayet gıl
Derdinle bu canan hasta
Lutfeyle inayet gıl
Ey rahmeti çok rahman
Âlem gözüme zindan
Uçarsa gafesten can
Lutfeyle inayet gıl
Rahmanı errahiymsin
Gufranı aziymsin
Sultanı keriymsin
Lutfeyle inayet gıl
Ey derdime dermanım
Gurban yoluna canım
Nem var dahi sultanım
Lutfeyle inayet gıl
Âşıklara ihsan et
Dertlilere derman et
Vuslat yolun asan et
Lutfeyle inayet gıl
Biçareleri yâd et
Viraneler abat et
NURİ kulun azat et
Lutfeyle inayet gıl
İnayet: Yardım, lütuf
İLAHİ
Gönlümüz her an
Sendedür Yarab
Derdime derman
Sendedür Yarab
Rahati canım
Cana cananım
Sırrı pinhanım
Sendedür Yarab
Kalbim aradım
Bende bulmadım
Şüphe gılmadım
Sendedür Yarab
Gönlüm yitirdim
Arayı geldim
Muttaliğ oldum
Sendedür Yarab
Can kuşu uçdı
Ol yana kaçdı
Cümleden geçti
Sendedür Yarab
NURİ biçare
Oldı püryare
Yareye çare
Sendedür Yarab
Pinhan: Gizli, saklı
Muttaliğ: Gelecek yer, mevzii
Püryare: Her yeri yaralı
İLAHİ DERMAKAM ÇARİGAH
Işgınla canum bendedür bende
Dil-a sultanum sendedür sende
Bana ey malik etduğun eylik
Bilurem kemlik bendedür bende
Aşıga zarim her dem ağlarım
Bana ol yârim handedir hande
Bilurum hazır kalbime nazır
Bilmezen hatır gandadur ganda
Sana keşf olsa sümme vechullah
Ganda bakarsan andadur anda
NURİ ol sadık ışgınla fayıg
Daima âşık zindedür zinde.
Kemlik: Kötülük Fayıg: Bağlı, gönül bağı
İLAHİ
Olmaz bu derdin çaresi
Biçare gönül neyleyem
İşledi ışgın yaresi
Püryare gönlüm neyleyem
Encum gibi daim döner
Gâhî çıkar gâhî iner
Durmaz gice gündüz yaner
Bir nara gönül neyleyem
Canana vasıl olmadı
Canımda tagat kalmadı
Andan teselli bulmadı
Püryare gönlüm neyleyem
Pervaz eyleriken heves
Cismi ana oldu kafes
Önlenmez oldu bir nefes
Avare gönlüm neyleyem
Terk itdi cümle pişesin
Arturdı ışk endişesin
Sindirdi NURİ şişesin
Sad pare gönlüm neyleyem
Encum: Yıldızlar, âlem
Pervaz: Kanat çırpmak, uçmak hevesi
İLAHİ
Hudanın lutfu var
Elhamdülillah
Cemali aşikâr
Elhamdülillah
Visali yolların
Gıldı münevver
Olup leyl nehar
Elhamdülillah
Tecelli eyledi
Sinaye sırda
Göründü nuri nar
Elhamdülillah
Celali heybetinden
Oldu hâsıl
Sivaye ingıhar
Elhamdülillah
Gamuye bu cihan
Ağyar olurken
Göründü bize yar
Elhamdülillah
Göründü kuziah
Ezharı enval
Bu gün evvel bahar
Elhamdülililah
Cihan halk gamu
Vermen omerken
Gönül derdin omer
Elhamdülillah
Gönül bir kare
Meyletmek ne mimkin
İderken ışfikar
Elhamdülillah
Görünem NURİ’ye
Hep nuri hakdur
Dahi gayrine var
Elhamdülillah
Aşikâr: Belli, açık Visal: Sevdiğine kavuşma
Münevver: Aydın, kültürlü Leyl: Gece Nehar: Gündüz
Gamu: Kamu, insanlar Ağyar: Gösterişli, alımlı
Ezhar: Çiçekler Işfikar: Derin yaralı
Elyazması eserden tespit ettiğim oniki adet şiiri bu satırlarda sizlere takdim etmiş bulunuyorum.
Not: Daha önce başka bir yerde yayınlandığını ispat etmeden, izinsiz bir şekilde kopyalayan ve yayınlayan kişiler hakkında telif hakları kanunu geçerlidir. Her hakkı araştırmacısının ismiyle birlikte TOŞAYAD Kümbet dergisine aittir.