Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temssilcisi
Kadınım ben
Önce bir insan
Özümün ince telinde
Yuvam uzanır sarıldığım.
Yaşamım
Dev bir kapı kapatır üstüme
Anahtarı üstünde olsa da
Bir türlü açamadığım.
Kadınım ben
Nice ağır yükler altına girmiş
Çocuk doğuran, büyüten
Aş pişiren…
Yorgun parmaklarım
Kalem tutarken titrer belki
Okula göndermeyen o anama, o babama
Ne diyem?
Kadınım ben
Bir hizmetçi asla değil
Öyle görülsem de çoğu kez
Benim ellerimde sallanır yine de şu yaşam.
Ne kuzgunlar dönse de üstümde
Yüreğim inadına çiçekli bir yamaçtır
İçinde sevgiler, sevgiler
Sarmaşıklar gibi doladığım.
Bakmayın, usançlı gözüktüğüme
Dallarımda nice umutlar asılı durur, bekleşirler
Nice özgürlük pencereleri örer sevdam
Belki bir gün, bir gün diyerek.
Kadınım ben
Çocuk ağıtları
Kollarıma yapışık bir sakız gibidir
Çıkaramam.
Odadan odaya koşan
Şu ellerim, şu ayaklarım
Soramam necidir haliniz diye
Gittikçe artan o yaralarım.
Çalışmak, üretmek ve ötelenmek var bende
Zaman sürükledikçe yerlerde
Zincirlerin görünmeyen halkalarıdır
Acıtır değdikçe.
Sözcüklerimi hiç sormayın isterseniz
Duygularım kanadıkça içimde, kanadıkça
Dudaklarıma kadar akıp giden bir şelaledir
Orada kalakalan.
Ben ne diyeceğini, ne yapacağını bilemeyen kadın
Paslanmış o kilitleri
Açamadı demeyin sakın
Hangi haklar verildi de, uzanmadım?
Evinin kapısı kadar yakın dediler
Yazdılar, nutuklar attılar
Bir köleden farklı olmadığımı
Onlar da sonunda anladılar.
Kadınım ben
Sırtında cepheye mermiler taşıyan
Ve gerekirse
Vatanı için de toprağa düşen…
Yaralarım
Ah, o kanayan sorunlarım
Düşman mermisinden çok daha acı işte
İnsanlık tartısında bile bulunmamam.
Nedir farkımız ki? İnsanız hepimiz de…Ve bu yaşam birlikte çok güzel.