SAGİF KARATOPRAK
(Saqif QARATORPAQ)
***
Pencereye toz konup
yağmur yıkayıp götürüyor.
Pencereden bakiyorsun
uzaklarda yıldız kayıyor.
Baktığın pencere var,
çıktığın kapı.
Ansızın bir misafir
arayıp seni buluyor.
Baktığın pencere dar,
arkanca vuruluyor kapılar.
Baktığın pencere duruyor,
çıktığın kapı.
Günahını melekler
ölüme büküp götürüyor.
ASFALTA ÇİZİLEN RESİM
O gece ressamıydı,
amatör bir ressam,
fırçası demirden,
Bakünün göğsüne çizdi resmini.
En büyük sokağına çizdi resmini.
Bir tek resmim var, –
ne arkadaşlara yollaya biliyorum,
ne akrabalara,
ne de sevgilime.
Bir tek resmim var, –
göğsünde taşıyacak Vatan.
NİÇİN YAŞADIN…
Belki bir daha
okumayacaksın hiç bir şiirimi,
düğünden sonra okunmayan
aşk mektupları gibi.
Özlemeyeceksin
mısralarımı.
Burnunda tutmayacağım.
Yüzümü görmeyende,
sesimi duymayanda,
bir daha namımı almayacaksın.
Unutacaksın
kızlarla kavga etmeyi,
gizlisaklı buluşmağı,
konuşmağı.
Kayb olu vereceksin
gailenin içinde.
Ömür su gibi akıp gidecek.
Oyalanacaksın evle-barkla,
ömürle-günle.
Anlamayacaksın,
neden doğdun,
niçin yaşadın…
MUMUN GÖLGESİ
Saklanmışım çok zaman,
Bir mumun gölgesinde.
Ne varım, ne de yokum,
Bir mumun gölgesinde.
Katlime ferman hazır,
Diyorlar: yazan yazıp,
Kabrimi derin kazıp,
Bir mumun gölgesinde.
Beni sözüme bükün!
Üstüme yaprak dökün!
Gözüme toprak dökün!
Bir mumun gölgesinde.
Uyuyup, uyup gittim,
Demeyin, doyup gittim,
Başımı koyup gittim,
Bir mumun gölgesinde.
***
Komşuyuz…
Aramızda bir ark…
Arkın üstünde küçücük bir köprü, –
İlkbaharda sel alıp götürecek…
Acayip, değilmi?
Bizi su ayırır,
toprak kavuşturur.
… bir zaman
yüreğinin başına koymuştun beni,
gözlerinde gülümsiyordu resmim.
Şimdi yüreğime yansiyor
gölgesi
gözlerindeki çilenin.
… Gece sana geliyorum,
köprüye gölgem yansiyor,
sulara aksim.
Sana nice geleyim,
anlamasın hiç kim?!
(Uyğunlaştırma: Resmiyye SABİR)