Tanrı dağlarından ince yel eser
Tuna’nın köpüren yüzünü öper
Şahittir cümle canlı
Yardır, gül kokar endamlı
Yıllar var ki hasretiz, gönlüm gamlı
İçimden mahzun turnalar geçer

Mahzun turnalar geçer
Pir-i Türkistan semalarından
Su içerler Issık Gölden, Ceyhundan
Domurur alınlarından ter
Derim: kader neden bize küser
İçimden fırtınalı bulutlar geçer

Gözlerimin önünden tarih geçer
En önde Börteçine
Ardında Asenalar, Kürşadlar saf tutarak ilerler
Atilla mızrak vurur Avrupa’nın kalbine
Korkut Ata, Oğuzhan’a baht diler
İçimden bin çadırlı Türkmenler geçer

Hunlar geçer, Göktürkler geçer
Peşinden Avarlar, Hazarlar, Uygurlar geçer
Karahanlılar, Gazneliler at teper
Selçuklular, Harzemşahlar, Altınordalar
Timur, Babür, Osmanlılar
İçimden öfkeli, gür naralar geçer

Kafkaslardan, rüzgâr kanatlı küheylanlar geçer
Ceylan endamlı taylar peşinde
Çelik bilekli çeriler, üstünde
Islık çalar gökte oklar
Boşalır kirişler, sadaklar
İçimden yalınkılıç alperenler, Alparslanlar geçer

Boğazdan gemiler geçer
Gün devrilir, asır geçer
Tarih geçer gözlerimin önünden
Mohaç’ta, Çanakkale’de, Sakarya’da
Ben vardım, ben
Ve
Mahzun turnalar geçer şimdi içimden
Mahzun turnalar geçer gök kubbemden
Mahzun turnalar geçer……….\