03/07/1995 tarihinde Çorum’un Osmancık ilçesinde Zehra-Sadık çiftinin ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
11 Ekim 2016 tarihinde sosyal medya hesabından “Ben öğretmen oldum” mesajını paylaştı. Müzik öğretmeni olarak Batman Kozluk Çok Programlı Anadolu Lisesine atanmıştı.
Yıllardır hayalini kurduğu öğretmenlik mesleğine kavuşmanın heyecanı içerisinde başladı görevine. Kısa sürede alıştı okuluna ve öğrencilerine. Kendi imkânlarıyla okulda müzik atölyesi oluşturdu. Öğrencilerin sadece öğretmeni değil aynı zamanda ablaları anneleri gibiydi.
Ailesinden uzaktaydı, özlüyordu onları. Ancak anlam veremediği bir tedirginlik vardı üzerinde. 8 Haziran Perşembe günü bir arkadaşıyla sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı yazışmada şu cümleleri kuruyordu ne yazık ki! “Ailemden uzaktayım ödüm kopuyor. Ya onlara bir şey olursa, ya da bana bir şey olursa onlar ne yapar. Ölüm bu, geleceği varsa yapacak bir şey yok.”
Söylediği Magosa Limanı türküsü ona sonunu hatırlatıyordu sanki:
Magosa limanı limandır liman
Beni öldürende yoktur din iman
Ertesi gün 9 Haziran 2017 Cuma günü. Karneler dağıtılacak ve eğitim öğretim yılı sona erecekti. O da birkaç gün sonra Osmancık’a ailesinin yayına gidecek özlem giderecekti. Sabah heyecanla yürüdü okuluna. Karneler dağıtıldı öğrenciler ayrıldı okuldan. Aybüke öğretmenle arkadaşları bir yerlere oturmaya gideceklerdi. Aynı okulda öğretmen olan İzzet Gündoğdu isimli arkadaşının arabasına bindi. Arabada İzzet öğretmenin eşi ile iki öğretmen daha vardı. Hareket edip ayrıldılar okulun önünden. Biraz ilerledikten sonra gelen silah sesleri ile irkildiler. Çatışmanın ortasında kalmışlardı gündüz öğle vakti.
Gasp ettikleri ve içerisine patlayıcı yerleştirdikleri ticari araçtan inen teröristler, Kozluk Belediye Başkanının aracına uzun namlulu silahlarla saldırı düzenlemişlerdi. Gelen silah sesleri bu saldırıdandı. Arabanın arka koltuğunda oturan Aybüke öğretmen arkadaşlarına “sakin olun” deyip onları sükûnete davet etti. Arabayı kullanan İzzet öğretmen güzergâh değiştirerek çatışmadan kurtulmak istedi ancak sert, katı, acımasız ve hain bir kurşun Aybüke öğretmenin narin vücuduna isabet etmişti. O hengâmede araba bir direğe çarptı. İzzet öğretmen ambulans çağırdı. Ancak geç gelir endişesiyle hastaneye yetiştirmeye çalıştı kanlar içerisindeki arkadaşını. Ulaştırdı hastaneye ama Aybüke öğretmen İzzet öğretmenin kollarında iken ruhunu teslim etmişti aslında. Yapılan müdahaleler onu hayata geri döndüremedi. Teröristler ise, geldikleri araca binerek olay yerinden hızla uzaklaşıp Bekirhan beldesinde bulunan Jandarma Karakolu önünde askerler tarafından durdurulmak istenince aracı infilak ettirdiler. Patlamada iki asker ile bir sivil vatandaş yaralandı. Hastaneye kaldırılan askerlerden Jandarma Uzman Çavuş Soner Fazlıoğlu, yapılan müdahalelere rağmen şehit oldu.
Kozluk’daki öğretmenler, öğrenciler, veliler ve vatandaşlar Kırmızı Yazmalı Kız Aybüke öğretmenin şahadet haberiyle sarsılıp gözyaşına boğuldular.
Ömrünün ilkbaharında açılmamış bir tomurcuktu henüz. Hayalleri, özlemleri, arzuları, umutları vardı hayata dair. Tatile girerken kendisi değil cansız bedeni geldi Osmancık’taki baba evine. Gözyaşları sel oldu, ağıtlar yükseldi göğe. Tabutun üzerine beyaz duvak ile lise ve üniversite talebeliğinde yer aldığı folklor ekibinde taktığı kırmızı yazma örtüldü. Ne hayata ne de öğretmenliğe doyabilen yirmi iki yaşındaki Aybüke öğretmen, Beyler Çelebi Camiinde kılınan cenaze namazının ardından İlçe Mezarlığındaki Şehitlikte gözyaşlarıyla toprağa verildi.
Ailesine, sevenlerine, eğitim camiasına ve Türk Milletine başsağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin.