Toplumları çökerten bir kısım zararlı unsurlar vardır. Bunların başında hırsızlık, zina, alkol, uyuşturucu ve kumar gelir. Bunlara bulaşan kişilerin iflâh olması pek mümkün değildir. Çünkü bu gibi davranışlar ahlâkı zedeler. Kısa zamanda vücuda yayılan mikroplar gibi ahlâkî bünyeyi felç ederler. Öyle bir noktaya gelinir ki kişi yaptığının hata olduğunun farkına varamaz olur. Bu aşamadan sonra yapılacak fazla bir şey yoktur.

Kumar dinimizde haram kılınmıştır. Çünkü bu gibi oyunlar tamamen şansla alakalıdır. Bu oyunlardan medet uman kişi maddî bir şey elde etmek için emek sarf etmemektedir. Yüce dinimiz İslâmiyet haksız kazancı reddetmiştir, haram kılmıştır. Kumar da haksız kazanç sınıfına girdiği için dinimizce haram sayılan fiiller arasında gösterilmiştir. Piyango, toto ve loto; hangi adla anılırsa anılsın bütün şans oyunları bunun içindedir. Bununla ilgili olarak Yüce Allah (c.c) Kur’ân-ı Kerîm’inde şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! (Sarhoşluk veren) şeyler, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa eresiniz” (Mâide Suresi 90. âyet)

Bilindiği gibi son yıllarda çıkan yasalara göre kumar oynamak ve oynatmak yasaktır. Fakat bizim milletimiz yasalara alternatif bulmakta mahirdir. Bugün herkesin yakından bildiği gibi kumarhaneler sanal ortama taşınmıştır. Artık kumarbazlar ev ortamında birkaç tıklamayla zahmetsizce ve gizlice kumar tutkularını gerçekleştirmektedirler. Ülkemizde internet yayıldıkça kumar da o hızla geniş kitleleri pençesine almaktadır.

Maalesef kumarhane yasağı internet üzerinden delindi. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de sanal kumar oynayan iki milyona yakın kumarbaz bulunuyor. İnternet yoluyla oynanan kumarın bilânçosu ise milyar dolara ulaşıyor. Özellikle Türkiye’deki sitelerin, yabancı kumar sitelerinin Türkçe verdiği ilânları yayınlaması nedeniyle gençlerin kumara yöneldiğine dikkat çekiliyor. Ankara Ticaret Odası’nın yaptığı bir araştırmaya göre, Türkiye’de sanal kumar oynayan yaklaşık iki milyon kişi, yabancı kumarhanecilerin iştahını da kabartıyor. Yabancı kaynaklı internet kumar siteleri, Türkçe sayfalar hazırlayarak Türkiye’den yayın yapan sitelere Türkçe reklâm veriyorlar. 24 saat Türkçe hizmet(!) veren operatörler çalıştıran bu sanal kumarhanelerde Türklerin en çok rulet, 21, poker gibi klâsik oyunlara ilgi gösterdikleri belirtiliyor.

Bu siteler, özellikle kumar oyunu bilmeyen gençleri hedef alarak, gençlere oyunları öğreten sayfalar da yapıyorlar. Sanal kumarhaneler, popüler dergileri de reklâm amaçlı kullanıyorlar. Yasadışı kumarın bilânçosunun bir milyar doları bulduğu belirtilirken, bu rakamın kesin olarak tespit edilemeyeceği, bu nedenle çok daha yüksek olabileceği vurgulanıyor.

Sanal ortamda oynanan kumar, geleceğimizi tehdit eden çok tehlikeli bir düşman olarak karşımızda duruyor. Bilgisayar ve internet kullanımı yaşam kalitesinin bir göstergesi olarak gösteriliyor. Bu bir yere kadar doğrudur. Ancak bunun faydalarının yanında zararları da yok değil. ATO’nun raporuna göre Türkiye’de sekiz milyon bilgisayar, buna bağlı olarak 6,2 milyon internet kullanıcısı bulunuyor. Hanelerin yüzde 7’sinde internet erişimi var. Bilgisayar sahibi olanların çoğunluğu genç kitleden oluşuyor; bunların çoğu internet kullanıyor. DİE’ye göre kullanıcıların yüzde 41’i işyeri, yüzde 41’i internet kafe ve yüzde 32’si evde internete erişiyor.

Yeni kumar bağımlılarının yüzde 75’ini sanal ortamda kumar oynayanlar oluşturuyor. Sanal kumarhanelerde daha çok erkeklerin kumar oynadığı şeklindeki değerlendirmeler ise gerçeği yansıtmıyor. Bağımlılar arasında bayanlar ve çocuklar başı çekiyor. Çünkü bayanlar büyük oranda dışarıdaki kumarhanelere gidemiyor. Çocuklar ise merakla başlıyor. Bir kaç kez bedava kumar oynayan gençler, sonunda paralı kumarın pençesine düşmekten kurtulamıyor.

Raporda, işsizliğin had safhada olduğu, açlık sınırının altında binlerce insanın yaşadığı Güneydoğu’da, internet üzerinden kredi kartı ile oynanan kumar ve bahisin, binlerce insanı tefecilerin eline düşürdüğü, çok sayıda insanın iflas ettiği, borcunu ödeyemeyen pek çok kişinin de kayıplara karıştığı bildiriliyor. Rapora göre Diyarbakır’da son bir buçuk yıl içinde 200’ün üzerinde bahis oynatan yer tespit edildi. Sadece bu şehirde, haftada ortalama beş trilyon liranın bu çark içerisinde döndüğü ileri sürülüyor. Ancak kayıt dışı olması nedeniyle gerçek rakamlar bilinmiyor. Güneydoğu’da çok sayıda kişinin batmasına, yuvaların dağılmasına yol açan yasadışı bahis, şimdi de yeraltında ve internette faaliyet gösteriyor.

Bu tehlikeli gidişi gören hükümet yetkilileri geç de olsa “Sanal Ortamda Oynatılan Talih Oyunları Hakkında Yönetmelik” çıkardı. Bu geç kalmış bir girişim olsa da hiç yoktan iyidir. Fakat bu kanunun nasıl uygulanacağı ve sanal suçluların nasıl tespit edileceği açıklık kazanmış değil. Bu yönetmeliğin amacı; talih oyunlarının kanun dışı olarak sanal ortam üzerinden oynatılmasının takibi ve denetlenmesi, ilân ve reklâmlarının önlenmesine dair usul ve esasları düzenlemektir. Maliye Bakanlığı’nın çıkardığı yönetmelik şunları zorunlu kılıyor:

“1)Sanal ortamda talih oyunları işletmeleri kurulamaz, araç ve gereçleri ile benzeri aletler çalıştırılamaz. Her ne ad altında olursa olsun talih oyunları oynanmasına yönelik sanal ortam oluşturulamaz ve bu ortamda talih oyunları düzenlenemez ve oynatılamaz.

2)Sanal ortam üzerinden talih oyunlarının oynanmasına yönelik gerçek ve tüzel kişilerin ilân ve reklâmları yapılamaz.

3)Sanal ortamda talih oyunlarının tanıtılması amacıyla farklı bir görüntü ile tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı, istismar edici, özendirici reklâm yapılamaz.”

Bahsi geçen yönetmeliğin yürütme kısmında “Bu Yönetmelik hükümlerini Milli Piyango İdaresi Genel Müdürü yürütür.” deniyor. İşin aslına bakılırsa bu yürütmeyi takip edecek ve yürütecek kurum da bir çeşit kumar ve şans oyunu kuruluşudur. Sanal ortamdakinden farkı yasal olmasıdır.

Bilindiği gibi Haziran 1997’de dönemin hükümeti, otellerde faaliyet gösteren kumarhaneleri kapattı. Büyük otellerin salonlarında oynanan oyunların önüne geçildi ama bu sefer kumar evlerimize kadar girdi. Dünyanın en faydalı eğitim ve eğlence vasıtası olan interneti ortadan kaldıramayacağımıza göre sanal ortamdaki kumar sitelerini sıkı takibe almalıyız, gerekirse çökertmeliyiz. Fakat bu sitelerin çoğu yabancı kaynaklıdır. Yani düşmanın kökü dışarda… Bu işimizi daha da zorlaştırıyor. Ailelerin çocuklarını sıkı takibe alması, internette hangi sitelere girdiklerini gözlemlemesi, meseleye az da olsa çözüm olabilir.

İnternet ortamında yayın yapan bir haber sitesinin başlattığı “İnternet Kumarhane Olmasın” kampanyasına herkesin elvermesi gerekir. Çünkü kumar ne şekilde oynanırsa oynansın, yuvaları yıkan tehlikeli bir uğraştır. Cinayetler, boşanmalar, kavgalar, öfkeler hep bu illet yüzünden çıkmaktadır. Yarınlarımızın kararmaması için gelin interneti kumar bataklığı olmaktan çıkaralım. Hayatımıza renk katan interneti iyi işlerde kullanalım. Unutmayalım ki insanlık var oldukça kötülükler ve kötüler de var olacaktır. Onlardan uzak duralım. Hayrı da, şerri de çağıran kişinin kendisidir. Hak ve hakikat dairesinde yaşayanlar, kötülüklerden ve kötülerden uzak olurlar. Allah bizleri hak ve hakikat dairesinde daim eylesin.