Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temsilcisi

Bildiğim kadarıyla söylüyorum, bir güzel insan daha, Yaşar Gülkesen bu dünyadan göç etti, Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun inşallah.
Yaşar Gülkesen hakkında benim bildiklerim gördüklerimdir, oğlu Kadir Bey’i belediyede bulunduğum yıllardan itibaren tanıdım, kendisi gibi beyefendi bir kardeşimiz. Kadir Bey ile taziye ortamında yaptığımız iki kişilik konuşmada babasının yaptıkları çalışmalarla ilgili birçok hatıralarının olduğunu söyledi ama müsait bir ortam olmadığı için onların neler olduğunu etraflıca konuşamadık.
Yaşar Gülkesen, yüreği muhabbet dolu, her zaman güler yüzlü bir insandı, her karşılaştığımızda onun bu sevecen tavrına şahit olmuşumdur.
Kişisel bilgilerine sahip değilim ancak ben Yaşar ağabeyi, Maraş’ı Kalkındırma Derneği üzerinden anlatmak istiyorum;
Yıl 1970, lise öğrencisiyim, nüfus sayımı yapılmıştı, zannederim elaman yetersizliğinden olacak ki lise öğrencileri de sayımda görevlendirilmişti. Pazar günü sayım yapıldığı için ertesi gün yani pazartesi günü okul tatildi. Evimizin bir ihtiyacı için sabah saatlerinde Şeyhadil Caddesi’nden giderken, etrafı açık, büyükçe bir kamyonun önünde asılmış kocaman bir bez pankartta; “MARAŞ’IN NÜFUSU 100 BİNİ AŞTI”, yanılmıyorsam altında da “MARAŞ’I KALKINDIRMA DERNEĞİ” yazıyordu. Nüfus sayımında görevli olmam ve memleket sevdamızdan dolayı sevinç ve kıvançla kamyonun gidişini takip ederken, kamyonun üzerinde rahmetli Yaşar ağabeyi görmüştüm, çok neşeli idi, sürekli gülüyordu, belli ki sonuçtan çok mutlu olmuştu. Bir kurbanlık kesilmiş, davul vuruyor, zurna çalıyor, kamyon caddeden akıp gidiyordu. O dönemde bir ilin nüfusunun yüz binden fazla olması önemliydi, avantajdı, belki de hükümetler nezdinde prestijdi.
Ben bunu Kadir Bey’e anlatınca o da; “Çok hatıraları var, bazen anlatırdı, mesela Orman Bölge Müdürlüğü’nün Maraş’a alınması bunlardan biri.” dedi. Derneğin bu icraatını ben bilmiyordum. Daha önceleri Orman Bölge Müdürlüğü’nün Kilis’te olduğunu duymuştum, o zaman da Kilis Gaziantep’in ilçesi, orman Maraş’ta, Maraş Kilis Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı, düşünebiliyor musunuz? İşin esasını bilmiyorum ama bir dönem Maraş milletvekili olan, eski Tarım Bakanlarından Nedim Ökmen’in Kilisli olmasından kaynaklandığını duymuştum. Şu güzelim Türkiye’m, Maraş’ım ve diğer birçok yerlerimiz, açıklanması çok zor bunun gibi nice inanılmaz tarafgirliklerle maruz kalmış. Bir dernek, büyük çabalar sarf ederek, idarenin bir yanlışını düzeltiyor ve bir ilin hakkını alıyor. İlerleyen zamanda ise Orman Bölge Müdürlüğü’nün Kahramanmaraş’tan alınarak başka bir ile götürülmesi gündeme getirilebiliyor, hem de kaç kere, bilmiyorum nabız yoklaması mı yapılıyor, zaman zaman bu söz halen ortalıkta dolaşıyor. Orman Bölge Müdürlüğü bin bir emek ve çabayla Maraş’a kazandırılmış daha doğrusu getirilmiş bir haktır, bunun konuşulması, başta bu işe emek verenlere saygısızlık olur.
Düşlenebiliyor musunuz ortada bir dernek var, bir geliri yok, yönetimdeki kişilerden başka destekçisi yok, başkanlığını kim yaptı bilmiyorum ama Yaşar Gülkesen, Çantacı Ahmet Şerbetçi ve Gazozcu Kemal Yurtgezen isimlerinin dernekte yönetimde üye olduklarını duymuştum ve bu üç ismi birçok kereler bir arada gördüm. Bu kişiler kamu görevlisi değil, milletvekili değil, yönetici değil. Samimi bir şekilde çıkmışlar ortaya, şehrin kalkınması için, haklarının alınması ve olması gereken yerde olması için mücadele vermişler. Bu kişiler, seksenli yıllarda da aynı şekilde aktif görevde olsalardı, Bahçe istikametinden gelip eski adıyla Fatih Kasabası’ndan geçecek olan otobanın yönü eminim bugünkü güzergâha dönmeyecekti. Rivayete göre boşalan tek bir milletvekilliğini kazanabilmek için iktidar kıskaca alınmış ve yolun güzergâhı Gaziantep milletvekillerinin, parti yöneticilerinin ve işadamlarının ısrarlı çalışmaları ve diretmeleri ile bugünkü güzergâha çevrilmiş. Eğer bu yol, projesinde olduğu gibi kalsaydı yani bugünkü deyişle Fatih Mahallesinden geçmiş olsaydı, hem devasa viyadüklere harcanan para hazinede kalacaktı hem de Kahramanmaraş’ın çehresi bir başka farklı olacaktı. Bir derneğin gösterdiği çabayı, zamanın siyasileri ve yönetimi maalesef gösterememiştir. Halen aktif olan ve parasal sıkıntıları olmayan, sözü dinlenebilen sivil toplum kuruluşları, o derneğin gösterdiği performans şöyle dursun, ufacık bir benzerini dahi gösterememektedirler.
Kahramanmaraş’a şu anda bir Yaşar Gülkesen ve arkadaşları gerek. Eğer hâlihazır Sivil Toplum Kuruluşlarının sahip oldukları imkânlara Maraş’ı kalkındırma Derneği sahip olsaydı ve de bugün aktif olsaydı, eminim havaalanı Narlı’ya, devasa Organize Sanayii Tomsuklu’ya çoktan yapılmış olacaktı. Daha birçok yazılması gerekirken yapılmayanlar vardır ki onları ben yazmayayım da artık siz anlayın! İnanıyorum ve görünen de o ki; eğer o dernek bugüne kadar faal olsaydı Kahramanmaraş on Maraş olurdu. Kimse kusura bakmasın, bu bir dirayet ve azim meselesidir, şehrine sevda meselesidir. Ne kadar üzücüdür ki bugün, bu kişilerin ve bu derneğin adı bile bilinmiyor ya da yâd edilmiyorsa ortada bir vefasızlık, umursamazlık var demektir. Onların bir beklenti içerisinde olduklarına ihtimal bile vermiyorum, ancak hayatayken onlara bir vefa gösterilmesi de gerekirdi diye düşünüyorum. Derneğin adı ile internette arama yaptım, hiçbir bulgu ve açıklayıcı bilgiye rastlamadım, bu da ayrı bir eksikliktir.
Bütün bunları bir tarafa bırakalım, bu Kalkındırma Derneği yöneticilerine bir ödül verildiğini ben duymadım, zaten bundan sonra yapılsa da bir anlamı olmaz ancak Yaşar Gülkesen gibi bu ilin kalkınmasına katkısı olmuş şahıslardan birçoklarının adı bir yere dahi verilmemiştir. Öyle plaket ve benzeri ödüller bu hizmeti kesmez, buradan söylemiş olayım, bunlara madalya verilmeliydi. Şimdi bu kişilerden hayatta olan var mı onu da bilmiyorum, bildiğim bir şey var, Yaşar Gülkesen vefat etti. Her zaman yapıldığı gibi ben de o öldükten sonra bunları yazıyorum, başka yazan da çıkar mı bilmem!
NOT: Bu yazı 16.05.2019 tarihinde YORUM GAZETESİ’nde yayınlanmıştır.