Başkasının ağzı ile konuştuk, kendi aklımızda kiracı olduk, bütçemize uygun muhavazakar, otellerde yerimizi ayırttık, alkol yok çok şükür diskoda barda, yasak değil elbet eylenmek gülmek, neşemize biraz neşe katalım, biz de eller gibi sitres
atalım, bu fırsat bir daha ele mi geçer, devlet denizinin sahillerinde, haşemayı giyip spor yapalım, kazancını kim yanında götürdü, yalancı dünyadan bir yer kapalım.

Mevkilere makamlara gelince, kalbimizin kulağını tıkadık, güneş gözlüğüyle baktık gözlere, kimseyi yüzünden okuyamadık, kuşlar ürktü avcumuzu açınca, yetimi mazlumu tanımaz olduk, verirken kibrimiz tavana vurdu, alırken yüzümüz hiç kızarmadı, keser gibi kendimize yonttukça, göbeğimiz dizimize yaklaştı, sayısı çoğaldı putlarımızın, hangisine secde etsek her akşam, öbürü sabaha yüz azdırıyor.

Derdimizi sevip ne yapacağız, herkes birbirinin etini yiyor, yedikçe semirdik birbirimizi, dünyayı kurtarmak bize mi düştü, elimize fırsat bir daha geçmez, yiyelim içelim keyif çatalım, her hafta başka bir şehre uçalım, sabah kahvaltısı mesela van’da, öğlen yemeğinde antep yapalım, akşama boğazda balık yiyelim, berat kandilinde edirne yapıp, vaaz dinleyelim selimiye’de, verdiği nimette şükür diyelim.

Napolyon buşuna para dememiş, yanlış anladıysam berat düzeltsin, eskidenmiş ekmek arası köfte, çok oldu açalı maymun gözünü, baldırı çıplaklar başka ülkede, göbeğini kaşır komşularımız, mutfağında güzel aşçıları var, gece gündüz kapısında güvenlik, özel okullarda tüm çocukları, yüksek tahsilini paris’te yapar, her çocuğun
ayrı arabası var, itiş tıkış gitmez metrobüslerde, muhtaç değil şükür kimse kimseye.

Tayyib ATMACA