Yaydan çıkan ok daha hedefine varmadan
Köyden bozma beldeye şehir diyorsunuz siz.
Sinan’a, Mihrimah’ın ettiğini sormadan
Muska yazdırmalara sihir diyorsunuz siz
Güne gün eklersiniz kibirden sıza sıza
Üç-beş akıldan kırma hayrandır çapınıza
‘Baldıran’ı bilmeden komşunun, kapınıza
Döktüğü bulaklara zehir diyorsunuz siz.
Şair tanrıcıkları kimler imal ediyor?
Midas gibi ilk çıkan zatı kral ediyor.
Poh pohtan geçilmiyor yanak al al ediyor.
Di’li geçmiş zamana âhir diyorsunuz siz
Üç-beş ayak tuzlayıp tutmayınca bu maya
Bol çiğnenmiş sakızdan kafiye aşırmaya
Boz bulanık suları bardaktan taşırmaya
Heyheylenip adına ‘şihir’ diyorsunuz siz
Bir hayalin satılık bir değer olduğunu
Demediler mi sana, geldiğin son çare bu?
Tükürüp kuyulara Züleyha’nın Yusuf’u
Yâr edip de Zühre’ye ‘Tahir’ diyorsunuz siz
Bir katre kış yamayıp şen şakrak hayatlara
Birisi ‘deh’ deyince asılıp da yulara
Aklınızın dizine varmayan sığ sulara
Karton gemiler atıp nehir diyorsunuz siz.
Her gün başka bir dalın altında sızanlara
Kendi öz (!) şiirini yemlenip yazanlara
Kalbinin mürekkebi kurumuş sazanlara
Ve oyunbozanlara mahir diyorsunuz siz…