Tokat Şairler ve Yazarlar Derneği Başkanı,
Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temsilcisi
Efkâr
Yine efkâr bastı, kalmadı neşem
Gönlümün sultanı gelmedi bugün
Göremedim kara gözlü ceylanı
Sabahtan beridir gülmedim bugün
Acaba yoluna halı mı sersem
Gelir mi acaba biraz küsersem
Gelse de bağından gonca gül dersem
Elimle gülünü dermedim bugün
Dünya meşakkati sarmış başını
Bitirecek sanki dünya işini
Gülse de seyretsem inci dişini
İncecik belini sarmadım bugün
Bir fırtına gibi girdi içeri
Sanırsın, kılıcı kanlı bir çeri
Bağrıma saplandı aşkın hançeri
Halini, hatrını sormadım bugün
(10.2.1988)
Eylül
Yağmurlar başladı artık
Bugün eylül bir.
Eylül, hazan güzelliğinin başladığı günlerdir.
Hazan, yani sonbahar güzel midir dersiniz?
Biliniz ki şüpheniz çok yersiz.
Bu mevsim herkes için güzel olmayabilir
Lakin eylül benim için öyle değildir.
İşte yağmur, yağıyor, yağıyor.
Tıpkı gözyaşları gibi tek tek yuvarlanıyor.
Akla ilk gelen gözyaşlarıdır.
Çünkü hazan hüzün ayıdır.
Yağmurlu havalarda bir yanık sevda,
Bir yanık gurbet türküsü uzanır, yayılır, gelir kulaklara:
Giderim giderim de yolum yan gelir
Ah ettikçe ciğerimden kan gelir
Mezarımı kazın dört yol üstüne
Yar gelip geçtikçe bana can gelir
Gönüllere dolan hüzün
Kim bilir hangi dağların üzerinden aşıyor Ve karanlık dar yollardan gönüle ulaşıyor.
İstemiyorum eylülü artık, çünkü bana hüzün taşıyor.
(1 Eylül 1972)
(Turhal Şeker Fb.)