hasanakarhocamiz

ATATÜRK’ÜN TOKAT’A GELİЕћİNİN 97.YILINI KUTLUYOR,O’NU SAYGIYLA ANIYORUZ.

Ben 26 Haziranım,
Tokat’ta Mustafa Kemal
Kahramanlık soyum ta Orta Asya’dan.
Tanrı Dağlarından.
Plevne’den.Yemen’den SarıkamışвЂ™tan.
Geçilmez dediğimiz Çanakkale’den
Esarete mandaya alışık değildir.
Zincir vurulmamış bileğim.
Onun için Samsun dan doğar.
Havza’da,Amasya’da,
Dağ başlarını duman alır,
Tokat!ta alevlenir güneşim.
Ben 26 Haziranım.
KızılenişвЂ™te tozlu yolların aktığı ırmak,
Çamlıbel’de Köroğlu çeşmesindeyim.
Sivas’tan Erzurum’a doğru uzanır,
Yayla dumanına alışıktır,
Korku bilmez yüreğim.
Ben 26 Haziranım,
Tokat’ta Mustafa Kemal.
26 Ağustos’a hasretim.
Edirne’den Van’a kadar,
Sakarya’da zafere,
Ve İzmir’den gelecek,
En güzel habere.
Ben 26 Haziranım,
Tokat’ta Mustafa Kemal.
Cumhuriyet’in yolu,
Bağımsızlığın bükülmez koluyum.
Asla sönmez.
Sonsuza dek yanar bu meşвЂ™ale,
Vatan olunca daima deli doluyum.

Anne

Ben gelirken tehlikelerle dolu dunyaya
Yasam kefaretimi sen odedin anne
Yasadim bu yasa yasamim sanki ruya
Halen dunden gune kalkanim senidin anne

Yurudum nesnelerden habersiz
Dal budaktan sen esirgedin anne
Cozuldu dilim heceler sirasiz
Allah icin tercumanim senidin anne

Kayitsiz kalamazdim ilk sozum senin adin
Buyudukce seni mutlu etmek muradim
Aglamam,sinirim,sevincim,inadim
Dizine basimi koydugumda ummanim anne

En kutsallarim arasinda aldin yerini
Yasamim icin verdin gozunun ferini
Okumaya yazmaya basladim ebed
Inan kagidim kalemim senidin anne

Dogrulugu ogrettin haramsiz dunya
Bugun gibi hatirliyorum degil ruya anne
Cakallar,sirtlanlar,yilanlar arasinda
Ogudunu bastaci ettim tutuyorum anne

Hep soylenir ya atasozu ana gibi yar
Ana senin gibi yar bulamadim anne
Bu dunya cok genis ama cok da dar
Gonlun gibi genis yer bulamadim anne

Mutlak faniyiz sende gideceksin bende
Benden once gidersen hakkini helal et anne
Eger ben yavrun gidersem senden once
Hakkim sana gani gani helal olsun annecigim

Bayrak

Namluya sürülmüş mermi gibi öfkem
Basmayın tetiğe patladı patlayacak
Bu semada sadece o dalgalanacak
Kimsenin oyuncağı değil ayyıldızlı bayrak

Kanımızdan rengi şehidimin örtüsü al,al kırmızı.
Korumadımı? yaşlımızı gencimizi oğlumuzu kızımızı?
Nasıl yere atar çiğnersiniz gök kubbedeki baştacımızı?
Hiçmi cannınız acı hissetmez hiçmi olmadı içinizde sızı

Yurduma semsiye vatanıma milletime nöbet.
Bu bayrağı koruyan vardı yine var olacak elbet
Nedir bu kin nedir içinizdeki bu durmaz nefret
Sizleri ederim şehitlere ulu mevlaya şikayet

“Veda diyorum ,göğe bakan bu topraklara,
Bir daha nasip olur da ,gelir miyim bilmem?
Efkar’da damla damla soğumuş yüreğimden,
Çoraklı’da gözyaşımı siler miyim bilmem

Kilitlenmiş kapılar,zelveleri paslanmış,
Bahar gelir,kepengini açar mıyım bilmem?
Ne desem boş,yıllar geçiyor,ömür bitiyor,
Bu dünyadan yavaş yavaş göçer miyim bilmem?”

14 Mayıs 2016 Artvin-Ећavşat
Fotoğraf:1982-1985 yılları arasında görev yaptığım Ећavşat Çoraklı Ortaokulu’nun giriş kapısı (Ећimdi kapalı,viran halde)

Elveda

Sana bir gün diyeceğim elveda
Ey mavi yeşilliklerden uzak sevdam
Yeter bu kadar çektiğim cevri cefa
Sana da bir gün diyeceğim elveda

Temennim umarın dönersin geri
Kalbimde müstesna daima yeri
Sana koşan canı nı veren serseri
Sana da bir gün diyeceğim elveda

Elveda demek çok ama çok zor
Yüreğimde sevdan yanan hep kor
Sensiz bu sevda in anki olmuyor
Sana da bir gün diyeceğim elveda

25 Ећubat 2016

AY BALAM

“Göçün de zamanı gelir apansız ay balam,
Teneşir tahtasına düşer bedenimiz bir gün.
Kalmaz mecalim,dönmek için düne ay balam,
Omuzlar üstünde yüzeriz sessizce bir gün.

Kış gelir,seni yetim bırakırım ay balam,
Kilit vurulur kapıma ,tütmez ocağım bir gün.
Buz tutar yüreğim,baharı beklerken ay balam,
Görmeden yazı,gazel düşer bağıma bir gün.

Sevdiklerimden koparır ecel ay balam,
Susuz topraklar bizi bekler dönemem bir gün.
Han bizim değil ki ,hep yolcuyuz ay balam,
Döküversen gözün yaşını göremem bir gün.”

21.11.2015 TOKAT

Sen yüreklerdesin…

“Sen yüreklerdesin,
Tabiat,Türk eline zulümde
Kurtlar,kuşlar ağlıyor
Gayri göç göç diye
Düşüyorsun yollara
Yürüyorsun milyonlar ardında
Türk’e yeni bir yurt kavgasında.
Sen Asya’dasın
Orhun Yazıtlarında
Gök mavisi gözlerin gülümsüyor
Bulutların arkasında
Bilge Kağan’la,Kültigin’le
Taşı yontuyorsun tarihe
Tonyukuk’la yazma yarışında.
Sen Malazgirt’tesin
Bir Ağustos sabahında
Alparslan’la beraber
Ordunun ön saflarında
Alperenler yol gösteriyor
Ahlat,Harput,Söğüt diye
Dört asra gizli fetih sevdasında.
Sen Anadolu’dasın
Selçuklu saraylarında
Kaşların çatılıyor birden
Dilimiz gider telaşında
Karamanoğlu Mehmet Bey’le
Ferman eyliyorsun ahaliye
Çarşıda,pazarda dil uğraşında.
Sen Fatih’lesin
Bir çağı kapatıp
Yeni bir çağı açma kaygısında.
Sen Kanuni ilesin
Barbaros’un azmiyle
Üç kıtaya at koşturup
Akdeniz’i Türk gölü davasında.
Sen amansız bir savaşçı
Çanakkale,Bingazi’de
Dumlupınar,Kocatepe’desin
Ve Sakarya’da eşsiz bir zaferdesin.
İstiklal en büyük bayrağın olmuş
Cepheden cepheye düşman üstüne
“Ya İstiklal,Ya Ölüm” parolasında.
Sen İstanbul’dasın
Ankara,Kastamonu,Konya’dasın
Ellerin tebeşir
Kara tahta başında
Halkınla el elesin yine
Aydınlığa yürümek için
Büyük inkılap savaşında.
Sen yüreklerdesin
Seni anlatamaz ne bir maske
Ne göstermelik bir rozet
Sökemezler asla içimizden
Nakış nakış işlenmişsin
Adın sonsuza kadar yaşar
Vatanın her karış toprağında…”

Yamansın be Sami

Çözemezler seni yamansın be Sami,
Sanıyorsun ki senden gayrisi ali,
Sensiz n’olur Anadolu Lisesi hali,
Müdürlük az olasın bir şehre vali.

Ећifreleri kaptın,puanları bastın,
Bilemezler sandın,şimdi faka bastın,
Aralık’tan sonra Cemaati astın,
Bitiyorsun nedir kendine bu kastın.

Öyle güçlüsün ki sendika vız gelir,
Yalakalık, yağdanlık sana az gelir,
Sen şahinsin artık Tokat sana kaz gelir,
Bu devran böyle gitmez bilesen Sami,
Rabbim büyük bize de bir gün yaz gelir.

ADI ZEYNEL KARAGÖZ
(1931-2001)

“…..
Henüz ayaklarım tanışırken toprağa,
Bir el tutuyor ellerimi sıcacık,
Belli ki yüreğinden taşmış,
Unutturuyor o an kederi apaçık.
Adı Zeynel Karagöz,
Buyur ediyor hanesine,
Ağaçtan yapma bir ev,
Tanıtıyor bizi gül tanesine.
Teneke bir kuzine harıl harıl,
Üşümüş çiseli ruhumu ısıtıyor,
Türkü söylerken bakır ıbrıklar,
Bir yandan çocukluğumu ışıtıyor.
…..
Derken ,sarı saçlı afacan,
Yüzleri çilli tatlı bir kız,
Ellerime uzanıyor adı Nuran:
“Beraber gideceğiz “diyor” yarın”
Sonra fark ediyorum diğerini,
Saçları örgülü bir kara kız,
O da öğrencimmiş,
Soruyorum :Sona Karagöz.
……”

Tokat’tan Mısralar

SELLER YÜRÜR YAMAÇLARDAN BİR GÜN

Biz alışığız, takma kafana koca reis, fırtınaya, boraya
Savursunlar bizi, utanmadan bir oraya bir buraya

Dalgalara boğsunlar, çıkarsınlar gemimizi karaya
Tabip olsalar sürdürmem merhemlerini yaraya

İsterse karlar yağsın ,yıldırımlar düşürsünler düşümüze
Bilirken riyakГўrlıkları yaptıkları gitmesin asla gücümüze

Kapılma yeise, bu ülkede mevsimler hep kış gitmez
Sanma ki bu çirkin karanlıklar ebedidir bir gün bitmez

Bahar gelir elbet yüce dağlara, buzlar çözülür gün be gün
Rahmet yağar, karlar erir, seller yürür yamaçlardan bir gün

KOKLAYIM DEDİ OLMADI

Bir deniz kıyısında bırakmıştım onu öksüzce tek başına
Damla damla su sızdı hayat verdi güneşle kururken toprağa
Aldırmadı fırtınaya, eğmedi boynunu azgın dalgalara
Dualar etti tutundu adını veremediği bir sevdaya

Bilemedi bu denli sevişi, utandı tabiat kol kanat gerdi
Duysa sesini kıyıda belki unutacaktı çektiği derdi
Vefalıydı, bir gün ilk güzde sürgüne uzandı açtı lГўle
Koklayım dedi, olmadı kader nasıl koydu lГўleyi bu hГўle.

Hasan AKAR
Tokat Ећairler ve Yazarlar Derneği üyesi, “Kümbet” eğitim, kültür, sanat ve edebiyat dergisi Genel Yayın Yönetmeni,
Azerbaycan Gazeteçiler Birliği Sumqayıt şehir teşkilatının Günlük Analitik Haber Ajansı Türkiye temsilcisi Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temsilcisi