BU BAKIŞLAR DÜNEDİR

Urumeli Hisarı’nda biz de Stanbul’da
“Türküler tutturmuşuz ”Orhan Veli gibi.
Baharın sarhoşluğuna yakalanmışız bugün
“Minareler katında geçen
Gökyüzü Mahallesi’nde” Cahit Sıtkı’nın.

Karşımızda maviliğinde yine Boğaz,
Neredeyse martısız deniz.
Boşuna çalıyor sanki kampanalar
Her geçişte bilirim bir yürek yaralar.

Ve Urumeli Hisarı’nda
Tarihle soluklanan eski bir bankta
Aziyade’si ile oturmuşuz Pierre Loti’nin.
Bir fincan kahve içip
Dalmış gitmişiz derinliklere
Çocukken bindiğimiz bir salıncakta.

Mevsim surlarda ilkbahar
Bilirim bakışlar yalan söylemez.
Belli ki buradan maziyi arıyoruz
Elliyi aşmış işte iki sonbahar.
Gün bitiyor,Güneş gidiyor,
Zamanı kandırmak boşuna.
Bu oturuş yaşanılan güne
Bu gözlerdeki hasret dünedir.

Biz de takıldık gayrı öylesine,
Ağır ağır Ahmet Haşim’ce,
Nevbahar’dan hazan mevsimine,
Biri Karadeniz biri Akdeniz’imizle.
Tırmanıyoruz Urumeli Hisarı’nda,
Dönüşü yok, inişi yok artık,
Hayatımızın son yokuşuna.

GÖMME HAZANIN MAZİYE

Hasan AKAR

Ay dolanır, yıllar geçer, bir mum gibi zaman
Yaşanacak bir ömür var, görünse de yaman
Yüreğin sevgiyle durmadan çarparsa her yan
Gömme hazanın maziye bir gün beni de an

Gün olur, kar yağar umutlarına, bazen bahar
Senin de gönül dağında belki ne umutlar var
Yoldaşın olsun sana mutluluk denilen yâr
Gömme hazanın maziye bir gün beni de an.

Gül dikenlendi, açmadan soluyor çiçekler
Konacak aşk bulamıyor onca kelebekler
Beyhude mi dönüyor, sessizce pervaneler
Gömme hazanın maziye bir gün beni de an