Azerbaycanın Kültür ve Edebiyat Portalının Türkiye temsilcisi

Nasıl tarif
Edebilirim ki
Bu güzelliği
Tenime hiç
Değmeseydi
Bakir koyun
Ilık meltemi

Mavi masa
Gün batımı
Beyaz boyalı
Balıkçı evi

Dinlemeseydim
Rüzgarda
Deniz kabuklarının
Büyülü sesini

Ya yosun kokusu
Genzimi yakan!
Martıların dans edişi

Nerde duysam tanırım
Ayak sesinden
ZARAFETİ


Kimi yalan kimi ziyan kimi esrar muamma
Yalancı kâhin kalbim sevmeyi bilemedi
Kırk parçaya bölündü ayna misali amma
Sûrete kandı durdu asl’a yol bulamadı
Kimi yalan kimi ziyan kimi esrar muamma

ATEŞİN AŞKI

Sönmeye yüz tutar bir kara kandil
Duvarda titreyen yorgun gölgesin
Dil versin ucunu yaktığım mendil
Adını her nakış ayrı söylesin

Gözlerim anbean ararken seni
Sedefli aynada sır olur tenin
Dudağım tadınca katil buseni
Farkına varmadım olan bitenin

Dört mevsim kara kış baharım kayıp
Bahçemde bir daha güller açar mı?
Gönlüme zehirli oklar saplayıp
Açtığın yaralar bir gün geçer mi?

Sokaklar kör sağır dinsiz sokaklar
Ölümün camlarda gezer soluğu
Sokaklar lal olur sensiz sokaklar
Bir güvercin düşer içer yokluğu

Gamzende çağlayan nehir yok şimdi
Kuruyan gözlere umman neylesin
Bülbülün figanı âhı çok şimdi
Gülzarlar virâne bağban neylesin

Yandıkça harınla can verir közün
Ateşin aşkıyla bahtiyarım ben
Sanmasın sultanım kulunu üzgün
Acılar tahtında şehriyarım ben


Bahara döner hazân nergise siner nazın
İnce ince çalınır yürek telinde sazın
Ne kıymeti olur ki seni demeyen sözün
Sen güldükçe dalıma cennet kuşları konar