101. sayımızla karşınızdayız.

Üç ayda bir de olsa 48 sayfalık sayılar hazırladık. Ele aldığımız konunun cüssesi nispetinde bazen bu sayı 50’li bazen de 60’lı rakamlara ulaştı. Bir dergi yaprağının kabaca dört kitap sayfasına denk geldiği düşünüldüğünde her sayı kitaplık çapta bir eser aslında…

Marifet, iltifata tâbidir. Ortaya koyduğumuz dergilerin değerini takdir edecek biz değiliz elbette. Kimseden sırtımızı sıvazlamasını da beklemedik. Buna rağmen, bizim bu duruşumuz birilerinin mesuliyetini de ortadan kaldırmadı.

Merkez nüfusu altmışbin, il geneli ikiyüzbin olan bir ilden sesimizi duyurmaya gayret ettik, ediyoruz. Dile kolay 28 yıldır bu gayretin içindeyiz. Ortaya nasıl bir eser koyduğumuzun biz farkındayız da velev ki sayfalarımızda sadece maç anlatsak, yemek tarifi versek, kimsenin anlamadığı karalamalar yapsaydık, istikrarla çıkmanın olsun bir karşılığı olması gerekmez miydi? Olmadı.

28 yılda kaç milletvekili, kaç vali, kaç kaymakam, kaç belediye başkanı gördü bu şehir. Böyle bir mesuliyetimiz olmadığı, onların bizi bulması görevleri olduğu halde çoğu ziyaret edildi, dergi takdim edildi. Açın bakın yaptıkları konuşmalara. Ailenin kutsallığı, çocuklarımızın geleceği, gençliğin önemi, eğitim politikalarımız, değerlerimiz üzerine ne nutuklar atılmıştır. Sadece şurada zikredilen konulara hasredilmiş en az 50 tane sayımız mevcut. Kimin dikkatini çekti?

Ya Kültür Bakanlığı… Sözünü etmeye değmez.

Fildişi kulelerinde ahkâm kesen yazar, çizer tayfasına gönderdiğimiz dergilerin poşeti dahi açılmadan çöp kutusuna atıldığını da bilmiyor değiliz.

Günah bizden gitsin.

Okumayan bir cemiyete, ancak okunursa kıymeti anlaşılacak yazılar sunduk. Dergimizle birlikte, belki de ondan da çok kendimiz yetiştik, geliştik. Her biri ayrı bir meslek dalında ve hepsi de işinde belli bir noktaya gelmiş, emsallerinin çok farklı ilgi alanlarına rağmen, “zehirle pişmiş aş”ı yemeye gönül vermiş yazarlarımızla, geçmişe dönüp baktığımızda hiç de küçümsenmeyecek bir mesafe katettiğimizi görüyor ve Allah’a hamd ediyoruz, bugün.

100. Sayımızla birlikte artan abone sayısı ile sosyal medya hesaplarımızda artan takipçi sayısı da gösteriyor ki bizim meselemizle dertlenen düşünen adamlar mevcut

Biz bayrağımızı diktik, yükselttik.

Bugün olmazsa bir gün fikrin değeri anlaşılır.

İyi okumalar…

Kaynak: http://kardelendergisi.com